Çocuklarda Öksürük

Gönderildiği yer: Sağlık | 0

Çocuklarda genellikle kış aylarında görülen öksürük, tek başına bir hastalık değil, birçok çeşitli rahatsızlıklarının temel bulgularından biridir. Öksürük, geniz akıntısı ve alerji gibi bir nedenle oluşabileceği gibi, üst solunum yolları ve akciğer enfeksiyonları gibi önemli hastalıkların belirtisi de olabilir.

Öksürük, bronşlar ve hava yollarında bulunan reseptörlerin uyarılmasına bağlı olarak oluşur. Bu bölgedeki yabancı cisim ya da mukusun atılmasına yönelik bir reflekstir. Bu nedenle sümük, balgam gibi maddelerin ciğerlere girmesini önlemek açısından koruyucu bir işlevi vardır. Yine öksürük, göğüsteki balgam ya da iltihapların dışarı atılmasına olanak sağlar. Bu açıdan öksürük, bir hastalık bulgusu olarak değerlendirilmelidir.

Öksürüğün Tedavisinin Gerekli Olduğu Durumlar 
Öksürük, vücudun doğal bir savunma mekanizmasıdır. Çok aşırı ve solunumu zorlayıcı olmadıktan sonra çocuklarda öksürüğe müdahale edilmemesi önerilir. Öksürük şuruplarının tedavide genellikle etkinliği yoktur. Ateş düşürücüler verilebilir. Bol sıvı ve iyi beslenme önemlidir. Daha büyük çocuklarda yatmadan önce buğu teneffüsü yönteminin uygulanması rahatlatıcı olabilir. Bir hafta sonra ateşi devam ediyorsa grip sinüzite, zatürre veya kulak enfeksiyonuna yol açmış olabilir. Bu nedenle çocuklarda öksürüğün yakından takip edilmesi gerekir.

• Öksürük, kuru ve balgam çıkartılmasını sağlamıyorsa,
• Kriz şeklindeyse,
• Yüksek ateş, öksürüğe eşlik ediyorsa,
• 3 günden uzun sürüyorsa,
• Gece öksürüğü, hastanın ve aile bireylerinin uykusunu engelliyorsa
• Kaburgaları saran kaslar, öksürük nedeniyle aşırı geriliyor ve acı veriyorsa
• Öksürük, çocuğun sarı ya da yeşil renkli balgam tükürmesine neden oluyorsa, Balgam, aşırı miktardaysa ve çıkarılamıyorsa
• Nefes alıp vermede zorlanılıyorsa uzman doktor muayenesi gereklidir.

Çocuklarda Ateş

Gönderildiği yer: Sağlık | 0

Çocuklarda ateş, genellikle viral hastalıklardan kaynaklanır ve bu hastalıkların bulgusudur. Isının yükselmesi, vücudun bağışıklık sisteminin organizmalarla savaşım süreciyle ilgilidir. Bu nedenle beden ısısını ölçmek, çocuğun hasta olup olmadığını anlamak için en iyi yoldur ve ecza dolabında derece (termometre) bulundurulmalıdır. Ateşin normale döndürülmesi, ateşe neden olan hastalığın tedavi edildiği anlamına gelmez.  Bakteriyel enfeksiyonlar, antibiyotik tedavisi gerektirir.

Çocuklarda ateş, sıvı kaybına ve ateşli havaleye neden olabilir. Yüksek ısı, bedenin terleme yoluyla aşırı sıvı kaybına yol açar. Kaybolan sıvı yerine konulmazsa, böbrek işlevleri olumsuz yönde etkilenebilir ve bedenin kimyasal dengesi bozulabilir. Genellikle 1-3 yaşları arasında görülen ateşli havale ise, 39.7 derecenin üzerindeki ateşe bağlı olarak oluşabilir. Bu nedenle düşürülemeyen yüksek ateş durumunda acilen doktora başvurulmalıdır.

Ateşin Nedenleri
• Enfeksiyonlar (Grip, üst solunum yolu enfeksiyonları, kızamık, kızamıkçık, suçiçeği, 5. ve 6. hastalık, kabakulak, sinüzit, orta kulak enfeksiyonu, bronşit, zatürre, idrar yolu enfeksiyonu, gastroenterit, menenjit vb.)
• Aşılar (Özellikle karma aşıların uygulanmasından sonra ateş yükselebilir.)
• Lösemi, lenfoma, metastatik hastalıklar
• İmmünolojik hastalıklar
• İnflamatuar hastalıklar
• Endokrin hastalıklar
• Metabolik hastalıklar
• Zehirlenme
• Doku Hasarı (Travma, diş çıkarma, yanık vb)
• Vücutta su kaybı
• İlaçlar
• Kan transfüzyonları
• Kafa travmaları
• Biyolojik ajanlar

Çocuklarda Ateş Ölçme
Ateş, derece (termometre) ya da elektronik ateşölçer ile ölçülebilir. Kulak, dil altı, koltuk altı ve anüs, vücutta ateşin ölçülebileceği yerlerdir. Koltuk altı ölçümleri, diğer ölçümlere göre  genellikle 0,5ºC derece daha düşüktür.

Ateş Sınır Değerleri
Ateşsiz: 34,4-37,9
Ateşli: 38-39,9
Yüksek ateşli: 40+

Çocuklarda ateş nasıl düşürülebilir?
Eğer çocuğun ateşi yoksa ve hasta hali sürüyorsa, 1 saat içinde ateşinin yeniden ölçülmesi gerekir. Özellikle 3 aydan küçük bebeklerde ateşi 38ºC’nin üzerine çıkarsa, acilen doktora başvurmalısınız.

Çocuğun ateşi yükselirken titremesi normaldir. Kalın giysiler, çocuğun ateşinin daha da yükselmesine yol açar. Bu nedenle çocuğa kalın giysiler giydirilmemeli, üzeri üşüdüğü gerekçesiyle örtülmemelidir. Eğer çocuk titriyorsa, bir çarşafla sarılabilir. Çocuğun ateşi, 39ºC’nin üzerine çıkıyorsa ısıyı hızla düşürmenin yolu da ılık duşa sokmaktır. Çocuğa ateş düşürücü parasetamol ilaç, 4-6 saatte bir verilir. Ateş, buna rağmen 38ºC’nin üzerinde seyrederse, doz aralığını 4 saatten 3 saate almak gerekir. Bu durumda ikinci bir ilaçla parasetamolün dönüşümlü kullanılması gerekir. Aktif maddesi ibuprofen olan ilaçlar, 3 saatte bir parasetamolle birlikte dönüşümlü kullanılmalıdır.

Hangi durumlarda doktora acilen başvurulmalıdır?
• Çocuk hiçbir şey yemiyorsa veya yediklerini kusuyorsa, ağlıyorsa ve halsizse çocuk yakından takip edilmelidir.
• Orta dereceli ateş (38-39,9) 24 saatten daha uzun sürerse ve ateşten başka burun akıntısı veya öksürük gibi başka hastalık belirtisi yoksa, ateşin neden kaynaklandığının bulunması gerekir.
• Çocuğunun ateşi, 39-40 derece ise ve düşmüyorsa, ateşli havale geçirme riskine karşı doktora başvurulmalıdır. Ateşli havale, genellikle çocuğun ateşi normalden çok yüksek ise oluşur.
• Çocuğun ateşi, orta derecede 2 günden daha uzun sürüyorsa ve ateş düşürücü ilaçlarla bile düşmüyorsa doktora başvurulmalıdır.

Ateşli Çocuğun Bakımı
• Uygun bakımın sağlanabilmesi için ateşe yol açan hastalığın nedeni belirlenmelidir. Genellikle ateş, hastalık sonucu ortaya çıkmıştır.
•  Hastalanan çocuk, normale dönene dek olabildiğince rahat tutulmalıdır.
• Tüm gereksiz giysiler çıkartılarak, çocuğun üzerinde yalnız bol bir pijama bırakılmalıdır.
• Yüksek ateşin bedende sıvı kaybına neden olabileceği düşünülerek çocuğa öncekinden daha fazla içecek verilmelidir.
• Ateşli çocuk, iştahsızdır. İştahı yerine gelince, kolay sindirilen ve lezzetli yiyeceklerle azar azar beslenmelidir.

Çocuklarda Nezle ve Grip

Gönderildiği yer: Sağlık | 0

Nezle
Halk arasında “soğuk algınlığı” veya “üşütme” olarak bilinir. Viral bir enfeksiyondur. Hastalığa üşütmek değil, genellikle bahar ve kış mevsimlerinde virüsler yol açar.

Anne ve babalar kış aylarında çocuklarını kalın ve sık giydirerek koruyacaklarını düşünürler. Oysa soğuk algınlığının üşütme ile bir bağlantısı yoktur. Çocukları korumak için mümkün olduğunca soğuk algınlığı olan kişilerden uzak tutmak yararlıdır. 3 aydan küçük bebekleri soğuk algınlığından korumanın en iyi yolu, odanın sık sık havalandırılması, kalabalıktan kaçınılması ve hijyen kurallarına uyulmasıdır. Yetişkinlerde ve yaşça daha büyük çocuklarda hafif geçebilecek soğuk algınlığının, bebekleri daha ciddi etkileyebileceği unutulmamalıdır.

Hapşırık veya öksürükle yoluyla yayılan damlacıklarla bulaşır. Burun akıntısı, burun tıkanıklığı, boğaz ağrısı, kuru öksürük, halsizlik ve vücut ağrıları genel belirtilerdir. Bazı çocuklarda çok hafif bir ateş görülebilir. Ancak, ateş 38 derecenin altındadır.

Virüs enfeksiyonun neden olduğu bu rahatsızlığın giderilmesinde antibiyotikler etkisizdir. Soğuk algınlığı tedavisinde antibiyotiğin hiçbir yararı yoktur. Çocuğun dinlenmesi, rahatlatıcı ve ağrı kesici ilaçlar ile oda havasının nemlendirilmesi ve bol sıvı alımı önerilir. Üşütmeye karşı bağışıklık kazanılmaz. Ancak çocuk büyüdükçe bu rahatsızlığa giderek daha az yakalanacaktır. Rahatsızlık genellikle bir hafta içinde iyileşir.

Grip
Grip, özelikle kış mevsiminde oluşan bir solunum yolu enfeksiyonudur. Gribi soğuk algınlığından ayıran bulgular; kas ve eklem ağrısı, halsizlik, yüksek ateş ve baş ağrısıdır. Grip, soğuk algınlığından daha ağır geçirilir, daha bulaşıcıdır. Bazen solunum yolları ile sınırlı kalmaz ve orta kulak, kalp, karaciğer gibi diğer organları da etkileyebilir.

Öksürük veya hapşırık yoluyla yayılan damlacıklarla taşınan viral bir enfeksiyondur. Üst ve alt solunum yollarına yerleşen grip virüsleri, hızla çoğalır ve yayılırlar. Tedavisi semptomatiktir. Antibiyotiklerin faydası yoktur. “Dekonjestan” adı verilen ve burun tıkanıklığını gideren ilaçlar, ağrı kesici ateş düşürücüler kullanılır. Hastanın yeterli sıvı alamadığı ve kusmanın eşlik ettiği durumlarda damar yolundan sıvı tedavisi gerekebilir.  Sık ve ağır solunum yolu enfeksiyonu geçiren veya sistemik hastalığı (kalp, solunum yolları hastalıkları gibi) olan çocuklara önerilmektedir. Etkinliği çocuklarda %60-70 civarındadır. Yani aşılanan çocuklarda da grip geçirilebilir. Aşının bir yaştan itibaren sonbahar aylarında yaptırılması önerilmektedir.

Çocuklarda Bulaşıcı Hastalıklar

Gönderildiği yer: Sağlık | 0

Çocuklar, bağışıklama yöntemlerinin gelişimiyle bulaşıcı hastalıklarla geçmişe oranla daha az karşılaşılmaktadır. Bulaşıcı hastalıklara karşı çocuklarda aşı, etkin bir yöntemdir.

Kızamık
Genellikle kış ve ilkbahar mevsimlerinde görülür. Etkeni kızamık virüsüdür. Koruma amacıyla kızamık aşısı, mutlaka her çocuğa zamanında yaptırılmalıdır. Kızamık, vücutta kırmızı döküntü, ateş ve öksürüğe neden olan çok bulaşıcı bir hastalıktır.  Tanı için mutlaka doktor kontrolü şarttır. Kuluçka dönemi 8-12 gündür. Vücuttaki döküntüler başlamadan 2 gün önce ve döküntüden 4 gün sonrasına kadar bulaşıcılık sürer. Damlacık yoluyla bulaşır. Döküntü öncesinde 1-2 gün süreyle ateş, burun akıntısı, gözlerde sulanma ve kuru öksürük görülür, bazen ishal olabilir. Ağız içinde yanakların iç kısmında küçük beyaz lekeler oluşur. 1 hafta süreyle hastalık etkisini sürdürür. Hastalık süresince çocuk yakından izlenilmeli, ateşi kontrol altında tutulmalı, dinlenmeli ve bol bol sıvı tüketmeli, azar azar beslenmelidir.

Kızamıkçık
Genellikle kış ve ilkbahar mevsimlerinde görülür. Koruma için aşı önemlidir. Tedavisi yoktur. Bir kez geçirdikten sonra bağışıklık kazanılır. Etken, Rubella virüsüdür. Doğrudan ya da damlacık yoluyla bulaşır. Kuluçka dönemi, 14-21 gün arasıdır. Bulaşıcılık dönemi ise, döküntülerin başlamasından önceki 1 hafta ve döküntülerden sonraki 1 haftalık dönemdir. Hafif ateş ve boyundaki lenf bezlerinde şişlik olabilir. Yüzde pembe renkli  döküntüler şeklinde başlar ve tüm vücuda yayılır. Bu durum, 4-5 gün sürer.

Kızıl
Vücutta deride döküntülere neden olan, glomerülonefrit ve romatizmal ateş gibi çok önemli komplikasyonlara yol açabilen bulaşıcı bir hastalıktır. Öksürük, aksırık ve damlacık enfeksiyonu şeklinde görülen kızıl hastalığı, özellikle okul çağındaki çocuklarda yaygındır. Kuluçka süresi 2-5 gündür. Bulaştıktan sonra ateş, boğaz ağrısı, bulantı ve kusma belirtileridir. Bu durumu izleyen 1-2 gün içinde, deride kırmızı leke ve çizgiler oluşur. “Kızıl döküntüsü” denilen cilt bulguları, el ve parmaklarda soyulmaya neden olur. Dilin çilek görünümünü alması, bademciklerin beyaz leke ve iltihapla kaplanması,  hastalığın sık karşılaşılan belirtilerindendir. Bulaşma enfekte insanla doğrudan temasla olur.

Suçiçeği
Genellikle kış ve ilkbahar mevsimlerinde görülür. Aşıyla koruma sağlanabilen bir hastalıktır. Bu nedenle aşı programına mutlaka uyulmalıdır. Virüs, daha ilerleyen yaşlarda zona hastalığına dönüşebilir. Damlacıklar yoluyla havadan bulaşır. Kuluçka dönemi, 14-16 gündür. Mikrop bulaştıktan sonra, ilk belirtiler; hafif ateş, halsizlik, iştahsızlık ve kaşıntıdır. 1-2 gün içinde özellikle yüz ve saçlı deriden başlayan, önce kırmızı leke şeklinde olup, daha sonra sivilceye dönüşen ortası sulu kabarcıklar belirir ve tüm vücuda yayılır. Bunlar, yaklaşık 8 saat sonrasında kabuklanmaya başlar. Döküntüler, genellikle 5-20 gün devam eder. Hastalık süresince çocuk, kontrol altında tutulmalı ve çocuğun odası sık sık havalandırılmalıdır.

Kabakulak
Tükürük bezlerinde şişliğe yol açan viral bir  enfeksiyondur. Özellikle 2-12 yaş arası aşısız çocuklar risk altındadır. Bu nedenle koruyucu olarak aşı önemlidir. Genellikle çocuklarda görülse de erişkin yaşlarda da hastalık geçirilebilir. Etkeni kabakulak virüsüdür. Kuluçka dönemi, 2-3 haftadır. Genellikle ateş, iştahsızlık, halsizlik ile başlar, tükürük bezinin şişmesiyle yanakta kulak altında şişkinlik oluşur. Çocuk; çenesinde ağrı, yutma güçlüğü ve ağız kuruluğu hisseder.  Hasta ile yakın temasla, solunum yoluyla ve aynı bardak, çatal ve kaşığın kullanılmasıyla bulaşır. Bulaşıcı dönem, şişliğin başlangıcından 1 gün  öncesi itibariyle 9 gün boyunca devam eder. Hasta ile temastan 2-3 hafta sonra, mikrobu alan diğer kişide de belirtiler başlar. Hastalık süresince çocuk, kontrol altında tutulmalı ve çocuğun odası sık sık havalandırılmalıdır.

Boğmaca
Çok bulaşıcı bir hastalıktır. Damlacık yoluyla bulaşır. Kuluçka dönemi, 7-10 gündür. Hastalığın başlangıcındaki dönem, bulaşıcılığın en fazla olduğu dönemdir. Bulaşıcılık dönemi, 30-40 gün daha devam eder. Aşı ile sağlanan bağışıklık, 5-7 yıl kadar sürer. Dolayısıyla koruyuculuk süresi bitiminde yeniden aşı olunması yararlıdır. Önce kuru öksürük ve hafif ateş görülür. 1-2 hafta içinde nöbet şeklimde öksürük krizi, öksürme esnasında ciltte kızarma, morarma ve terleme olabilir. Çok küçük bebeklerde solunum durması olabilir. Öksürük sonrası genellikle kusarak balgam çıkarılır. Mutlaka doktor kontrolü şarttır. Bebeklerin hastanede gözetim altında tutulması gerekebilir.

5 . Hastalık
Beşinci hastalıkta etken, parvo virüsüdür. Döküntülü bir hastalıktır. Özellikle 5-15 yaş arası çocuklarda görülür. Çocuklarla temasta olan, önceden bu virüsle karşılaşmamış yetişkinlerde de görülebilir.Kuluçka dönemi 4-14 gün kadardır. Başlangıçta nadiren eklem ağrıları, hafif ateş olabilir. İlk bulgu, yüzde yoğun kızarıklıktır. Daha sonra kol ve bacaklarda kızarıklık ve sonrasında döküntü görülür. Döküntü, 3 hafta içinde kaybolup tekrar oluşabilir. Aşısı ve tedavisi yoktur.

6 . Hastalık
Altıncı hastalıkta etken, herpes virüsüdür. Döküntülü bir hastalıktır.  Sıklıkla 3-18 aylık bebeklerde görülür. Kuluçka dönemi 5-15 gündür. İlk bulgular; yüksek ateş, huzursuzluk ve iştahsızlıktır. Ateş düşürücü alınca, bebeğin biraz daha keyifli olduğu görülür. Yüksek ateşli dönem, 3-4 gün sürebilir. Daha sonra aniden ateş kaybolur ve özellikle gövde, boyun ve kollarda kırmızı döküntü görülür. Döküntü başladığında, bebekte başka bir hastalık belirtisi kalmaz ve ateş düşer. Bağışıklık sistemi normal olan çocuklarda, herhangi bir komplikasyona yol açmaz. Döküntü 1-2 günde kaybolur.

1 12 13 14 15 16 17 18 20