Kış Hamileleri Dikkat

Gönderildiği yer: Outdoor, Sağlık | 0

Hamilelik, anne adaylarının hem kendilerine hem bebeklerine dikkat etmesi gereken çok özel bir dönemdir. Bebeğin sağlığı, ruhsal, fiziksel ve zihinsel yönden iyi gelişmesi annenin sağlığı ve yeterli beslenmesi ile doğru orantılıdır. Bu dönemi kışın yaşayan anne adayları, mevsim koşullarının olumsuz etkilerinden kendilerini ve bebeklerini korumalı, beslenmelerine dikkat etmeli, kıyafet seçimlerini hem üşümeyecek hem de rahat edecekleri tercihlerden yana yapmalıdırlar.

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. İsmail Çepni; kış hamileliklerinde dikkat edilmesi gerekenlerin beslenmeden kıyafet seçimine, bakımdan ortam koşullarına oldukça geniş olduğunu belirterek, kış hamilelerine bilgiler verdi.

1. Kış hamileliklerinde beslenme
Kış gebeleri beslenme açısından en şanslı gebelerdir. Kış aylarında yetişen sebze ve meyveler gebenin sağlığı, bağışıklık sistemini desteklemesi, iyi beslenmesi ve gelişmekte olan bebeği için bol mineral ve vitamine sahiptir. Bu avantajı iyi kullanmak gerekir.

Bol sebze tüketmek

  • Kış sebze ve meyveleri hem anne adayları hem de bebekleri için mineral ve vitamin deposu olduklarından kışın hamileleri şanslıdır. Günlük yemek listesinde protein, yağ, karbonhidrat, mineral ve vitamin içeren besinlerin eşit şekilde dağılmış olması önemlidir. Annelerin metabolizmalarını güçlendirmeleri için ıspanak, lahana, kereviz, karnabahar ve pırasa gibi kış sebzelerini düzenli olarak tüketmeleri gerekir.

Meyveler doğal ilaç görevi görür

  • Kışın, sağlığı koruyan en temel vitamin C vitaminidir. Portakal ve mandalina kış gebelerinin tüketmesi gereken vazgeçilmez meyvelerdir. C vitamini ile alınan besinlerde bulunan demirin bağırsaklardaki emilimi daha fazladır ve posalı meyveler bağırsakları daha iyi çalıştırır. Asidik olan portakal, greyfurt ve mandalina gibi meyvelerin gündüz tüketilmesi, akşam yatmadan önce muz gibi meyvelerin tüketilmesi mide ve bağırsak sağlığı açısından önemlidir.

Balık çeşidi çok fazla

  • Kış ayları, balık çeşidinin fazla olduğu aylardır. Kemik ve diş gelişimi için kesinlikle vücuda alınması gereken D vitamini balıklarda bulunur. Yazın güneş ışınları sayesinde doğal yoldan alınan D vitaminin kış mevsimindeki muadili balık tüketimi ile sağlanır. Özellikle somon, hamile kadınların yemesi gereken balık türüdür.

Fazla kiloları önlemek karbonhidratı azaltmakla mümkün

  • Karbonhidratlı yiyeceklerin yerine protein, kalsiyum, vitamin ve mineral içeren besinlerin daha fazla tüketilmesi, hamilelikle birlikte fazla kilo alınmasını engeller. Tatlı bir şeyler istendiğinde bu ihtiyacı meyveler aracılığıyla karşılamak mümkün olur. Dikkat edilmesi gereken bir konu da fast food ürünler, kızartılmış patatesler, bebek için zararlı bir takım maddeler içeren yiyeceklerin tüketilmemesidir. Evde yapılan kızartmalar daha az ısıda yapıldığı için zararlı değildir.

2. Kış hamileliklerinde kıyafet seçimi

  • Kış aylarında, havaların soğuk olması nedeniyle kalın giyinme ihtiyacı hissedilir. Tek parça kalın kıyafetlerin yerine kat kat kıyafet giyilmesi doğrudur. Sıkı, naylonlu ve sentetik kumaşlar yerine hava alan pamuklu kumaşlar tercih edilmelidir. Örneğin sentetik ipten örülmüş kalın boğazlı bir kazak yerine, pamuklu bir tişört üzerine dokusu yumuşak yün bir hırka veya kazağın giyilmesi tercih edilmelidir. Bu kıyafet istendiğinde çıkarılabilecek atkıyla tamamlanabilir. Ayakkabı seçimi de özellikle yağışlı ve karlı havalarda hayati önem taşır. Ayakları terletmeyen lastik ayakkabılar giyilmeli ve ayakkabılar yüksek topuklu olmamalıdır.

3. Kış hamileleri için uygun ortam

  • Kapalı ortamlarda sigara içilmesi yasak olmasına rağmen bazı mekânlarda bu kural ihlal edilebilmektedir. Kışın havalar soğuk olduğu için kapalı mekânlarda zaman geçirilirse pasif içiciliğe maruz kalınabilir. Hamilelerin sigara içilen ortamlarda kesinlikle bulunmamaları gerekir.
  • Evdeki ortamın sıcaklığı, nemi ve hijyenikliği de çok önemlidir. Evde bulunulmayan zamanlarda pencereler sık sık açılarak ev havalandırmalı, mutfak ve banyodaki havalandırma fanları sürekli açık tutularak soğuk algınlığına yakalanma riski azaltılarak evin havalanması sağlanmalıdır.
  • Kışın gribal enfeksiyonların yayılması daha hızlı olduğundan insanlarla tokalaşma, sarılma ve yanak yanağa öpüşme gibi davranışlardan mümkün olduğunca kaçınmak gerekir. İş yerinde ya da dışarıda bulunulduğunda ellerin sık sık yıkanması önerilir.
  • Anne adayının daha önceden bilinen kronik bir hastalığı varsa kış ayları öncesinde doktora başvurması gerekir.
  • Bulaşıcı hastalıklardan korunmak için okul çağı çocuklarından ve hastalık taşıyan yakın kişilerden de uzak durulmalıdır.
  • Herhangi bir hastalığın belirtileri gözlemlendiğinde vakit kaybetmeden hekime başvurulmalıdır. Gebelikte bu durumlar için kullanılabilecek güvenli ilaçlar vardır. Bilinmelidir ki burun akıntısı boğaz ve akciğer enfeksiyonu riskini artırır.
  • Kışın tatil planlaması yapılırken 2000 metreden yüksek yerlerde oksijen yetersizliği olabileceği akılda tutulmalıdır. Kayak gibi düşme ve kırık riski taşıyan sporlar yapılmamalıdır.

4. Kış hamileliklerinde bakım

  • Kışın soğuk havanın etkisiyle ciltte kurumalar ve çatlaklar oluşur. Hamileler için üretilen çatlak kremleri ve nemlendiricilerin düzenli olarak tüketilmesi ile bu cilt problemlerinin oluşması önlenebilir. Ayrıca el ve yüzü yıkarken soğuk su yerine ılık su kullanımı önerilir.
  • Bol su içmek ise elbette anne adayının cildini korumanın yanında hem anne adayının hem de bebeğin sağlığı için aksatılmaması gereken en önemli şeydir.
  • Kış aylarında gebelik boyunca düzenli kontrole gidilmesi gebeliğin güvenli seyri, zamanında gereken önlemlerin alınması için önemlidir.
  • Anne adayı hamileliği boyunca doktorundan bilgi almaktan ve ona sorular sormaktan çekinmemelidir.

 

Prof Dr İsmail Çepni
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı

Hamilelikte Cilt Bakımı

Gönderildiği yer: Güzellik, Hamilelik Dönemi | 0

Hamilelik süresince de güneşten korunmaya özen göstermek gerekir. Sürekli güneşten koruyucu kullanın. Güneş ultraviyole A (UVA) ve ultraviyole B (UVB) ışınları yayar. Günümüzde UVA ve UVB’nin erken deri yaşlanması, leke oluşumu, ve hatta deri kanserlerine sebep olduğu bilinmektedir. Gün içi normal hayatta bile farkına varmadan sürekli ultraviyole ısınlarına maruz kalırız. Örneğin camdan UVA ışınları rahatlıkla geçmektedir. Hamilelikte hormonların etkisi ile cilt hassaslaşır ve lekelenmeye meyilli hale gelir. Bu yüzden her gün, düzenli olarak dışarı çıkmadan yarım saat önce en az 20 faktörlü bir güneşten koruyucu krem kullanılmalıdır. Ayrıca sokağa çıkmadan önce ve uzun sure güneşli ortamda kalınacağı zamanlarda güneşten koruyucu ürün üç veya dört saatte bir tekrar sürülmelidir. Havuz ve denize girdikten sonra tekrar sürmeye özen gösterilmelidir. Güneşten koruyucu ürün hem UVA hem de UVB’ye etkili , en az 20 faktörlü olmalıdır. Sivilce ve ciltte yağlanma şikayeti olanlar özellikle yağsız (oil_free) güneşten koruyucu kullanmalıdırlar Yüz temizliği düzenli yapılmalıdır. Çünkü bazı hamilelerde cilt daha yağlı hale gelir. Eğer düzenli temizlenmezse gözenekler tıkanarak sivilce artısı olabilir. Bazen de hamilelerde cilt kuruluğu olabilir. Uygun olmayan temizleyici ürünler ciltte tahrişlere veya alerjik reaksiyonlara sebep olabilir. Hamile kadınlarda cilt günde bir veya iki kez temizlenmelidir. Temizleyici ürün cilt yapısına uygun olmalıdır. Yağlı ve karma ciltler köpük veya jel seklindeki temizleyici ürünleri kullanabilirler. Bu ürünler aşırı kurutucu olmamalıdırlar. Çok kuru ve hassas ciltler ise cilt yapılarına uygun jel, köpük veya süt seklindeki ürünleri kullanabilirler.

Nemlendirici kullanımı da çok önemlidir. Hamilelik döneminde bazı ciltler yağlanırken bazılarında kuruluk oluşabilir. Yağlı ciltler yağ içermeyen oil-free ibareli krem ya da losyonlar kullanmalıdırlar. Kuru ve hassa ciltler cilt tiplerine uygun ürün kullanmalıdır. Sabah nemlendirici olarak güneşten korucu ürün de tek başına kullanılabilir veya nemlendirici üzerine uygulanabilir. Nemlendirici kullanım sıklığı cildin ihtiyacına ve dış etkenlere göre değişir. Günde iki kez veya da sık kullanılabilir.

Hamile kadınlarda aşırı terleme nedeniyle banyo ihtiyacı artar. Banyo her gün veya hafta da en az üç kez yapılabilir. Terleme ve kilo artısı nedeniyle kasık, göğüs altı ve koltuk altı gibi kıvrım bölgelerinde pişik, isilik veya mantar olmaması için banyodan sonra iyi kurulanılmalıdır. Ayrıca kıvrım bölgeleri pudralanabilir veya hafif bir krem sürülebilir. Cilt kuruluğundan yakınanlar için hafif bir vücut losyonu uygun olabilir.

Hamilelikte ciltte çatlak oluşmaması için alınabilecek önlemler ne yazık ki kısıtlıdır. Masaj veya cilt yağı gibi ürünlerin kullanımı faydalı olabilir. Cildin aşırı gerilmesi cilt çatlağının sebeplerinden biridir. Bu yüzden aşırı kilo alınmamasına özen gösterilmelidir. Cilt çatlağına faydalı olduğu belirtilen kremleri doktor gözetimi altında hamileliğin üçüncü ayından sonra başlayabilirsiniz. Doğumdan sonra emzirme olmadığı dönemde cilt çatlağı dermatolog tarafından tedavi edilebilir. Tedavi erken dönemde başlanırsa yüz güldürücü olabilir. Tedavide retinoik asitli kremler, meyve asitli kremler, vitamin enjeksiyonları ve lazer uygulamaları kullanılmaktadır.

Hamilelik döneminde varis ve kılcal damar artısına meyil vardır. Ailesinde varis ve kılcal damar öyküsü olanlar, hamilelik öncesi bu tür şikayeti olanlar ve ayakta uzun sure kalması gereken mesleği olanlar dikkatli olmalıdırlar. Varis ve kılcal damar oluşumuna eğilimli olan kişilerin varis çorabı giymesi uygun olacaktır. Hamileler için özel üretilen varis çorapları mevcuttur. Her sabah yataktan kalkmadan önce giyilmelidir. Bacak kaslarını kuvvetlendirmek ve kas hareketlerinin damarlar üzerine masaj yapıcı etkisinden yararlanmak için yürüyüş çok faydalıdır. Günde en az bir kez, 30 dakika kadar bacakları kalp hizasının üstünde uzatarak dinlendirilmelidir. Doğumdan sonra varis ve kılcal damarların bir kısmında gerileme olur. İyileşmeyenler lazer, skleroterapi veya ameliyat yöntemleriyle tedavi edilebilir

Gebelikte görülebilen deri değişikliklerinin büyük bir kısmı hormonların vücuttaki etkilerine bağlıdır. Bu değişiklikler çoğu kez hastalık değil normal değişikliklerdir. Bunların bir kısmı kalıcı olabilirken, bir kısmı doğumdan sonra geriler.
Uzm. Dr. Eylem ACAR

Doğada ve Açık Havada Bebeğinizin Güvenliğini Sağlamak için…

Gönderildiği yer: Outdoor, Sağlık | 0

Çocuklar, 3 ve 4 yaşından itibaren kendi başlarına keşif yapmaktan hoşlanırlar. Hem onların doğada ve açık havada daha iyi vakit geçirmesi, hem de içinizin rahat olması için önerilerimize kulak verin.

Çocuklar, 3 yaşından itibaren kendi ayakları üzerinde zaman geçirmekten hoşlanmaya başlarlar. 4 yaşına geldiklerinde ise ailece gidilen her yer, onlar için bir keşif sahası haline gelir. Artık yanınıza onları taşımak için herhangi bir araç almanıza belki gerek yoktur ama güvenliklerini sağlama konusunda hayatınızda değişen bir şey de yoktur.

Bu nedenle, ister evinizin yakınındaki bir parka gidin, isterseniz uzun bir tatile çıkın fark etmez; doğada ve açık havada çocuğunuzu nasıl koruyacağınızla ilgili bilgi sahibi olmalısınız. Örneğin bir şekilde birbirinizi kaybederseniz nasıl hareket edeceğinizi kararlaştırmalısınız. Bunun yanı sıra cildinin bakımı, güneşten korunması, enerjisini doğru kullanması, aşırı yorulmaması gibi pek çok konuda alınacak tedbirler aklınızın bir köşesinde olmalıdır.

Gezilerinizi daha güvenli hale getirmek için önerilerimize kulak verin:

Güneşten korunun

Güneş ışınları bulutlu günlerde bile cilde zarar verebilir, hatta kışın yapılan gezilerde dahi hem yüzde hem de vücudun açıkta kalan yerlerinde güneş yanığı olabilir. Mevsim ne olursa olsun, özellikle öğle saatlerinde dışarı çıkarken çocuğunuza güneş kremi sürün. Çocuğunuz 3 yaşından büyükse güneş kremini sizin gözetiminiz altında kendi de sürebilir; böylelikle alışkanlık da kazanmış olur.

Şapka takın

Başımız kışın ısı kaybının, yazın ise ışı girişinin en çok olduğu yerdir. Çocukların başları vücutlarına oranla daha büyüktür, bu nedenle onların ısı kaybı daha da fazladır. Ayrıca yaz ya da kış fark etmez; güneş yanıkları acı verici olabilir. Bu nedenle şapkalara “aksesuar” muamelesi yapmayın, çocuğunuzun başından şapkayı eksik etmeyin.

Su içirin

Vücuttaki su azlığı halsizlik yapar. Ağır hareket eden ya da keyifsiz görünen çocuklar, aslında çoğu zaman sadece susamışlardır. Çocuğunuza bol bol su içirin. 3 yaşından sonra yanında daima bir şişe su bulundurması ve sık sık içmesi yönünde onu teşvik edebilirsiniz.

Atıştırmak iyidir

Çocuklar hemen hemen iki saatte bir acıkırlar. Enerjisiz kalmamaları için yanınızda daima atıştırmalık sağlıklı yiyecekler bulundurmalısınız.

Boynuna bir düdük asın

Herhangi bir kaybolma durumuna karşı, çocuğunuzun boynuna düdük asabilirsiniz. Tabii ki bir yerine dolanmasını önleyecek şekilde ve bu düdüğü “sadece ve sadece kaybolursa” çalmasını tembihleyerek. Bunun bir çeşit oyun olmadığını da onu korkutmayacak şekilde anlatmalısınız. Aranızda “bir kısa – iki uzun düdük” gibi bir sinyal belirleyin; bu sinyal duyulduğunda hangi noktada toplanmanız gerektiğini kararlaştırın. 5 yaşından küçük çocuklar belki toplanma yerini hatırlamaz ama bunun bir alışkanlık haline getirilmesi son derece önemlidir.

Kıyafete dikkat

Gideceğiniz yerde börtü böcek, alçak ve dikenli çalılar, zehirli olabilecek sarmaşık benzeri bitkiler varsa çocuğunuza pantolon, çizme ya da bot giydirin. Böcek kovucu spreyler kullanmayı ve kırda yapılan bir geziden sonra kene kontrolü yapmayı da unutmayın.

Yolu o göstersin

Bırakın çocuğunuz gezinizin takım lideri olsun ve yürüyüşlerinizde yolu o göstersin. Önde yürüyor olması hem onu gururlandırır hem de sizin ona göz kulak olmanızı kolaylaştırır. Liderinize sık sık arkasına bakıp, herkesin peşinde olup olmadığını kontrol etmesi gerektiğini de öğretebilirsiniz.

Ağaca yaslansın

Bu çocuğunuza doğayı sevdirme amaçlı bir hareket değil, onun güvenliği için bir gereklilik. Çocuğunuza eğer kaybolursa bulduğu ilk ağaca yaslanıp beklemesi gerektiğini öğretirseniz, onu bulmanız çok daha kolay olur.

Kaynak : prima.com.tr

Hamileyken hangi deniz ürünlerinden uzak durulmalı?

Gönderildiği yer: Hamilelik Dönemi | 0

Hamilelikte deniz ürünlerini tüketirken bebeğe olumlu ya da olumsuz etkilerinin olacağı düşünülmeli ve nelerin yenilmeyeceğini bilmek gereklidir. Gebelik süresince antioksidan etki gösteren, bebeği besleyen kan damarlarında olumlu etkileri olan omega yağ asitleri (balık) haftada 2-3 kere tüketilmelidir. Bunun yanında bebeğe zararlı olabilecek bir takım bakterilerden dolayı midye, karides gibi kabuklu deniz mahsulleri hamilelik boyunca önerilmez. Bunların yanında pastörize olmayan süt ve süt ürünlerini kullanmaları da tavsiye edilmez. Genelde köylerden gelen ev yapımı peynirler sorun olabilir. Bebeğin organlarının gelişim dönemi olarak değerlendirdiğimiz ilk 3 ay, hamilelerin fazla kahve ve çay içmemeleri gerekir. Günde 1-2 adet çok koyu olmayan çay içilebilir, yine anne adayı isterse tercihen günde 1 fincan kafeinsiz kahve içebilir. Üçüncü aydan sonra biraz daha fazla miktarlara izin verilebilir. Fast-food olarak tabir edilen yemek şekli genel olarak besin değeri fazla olmayan ancak kalorisi yüksek bir tarzıdır. Yüksek oranda yağ ve katkı maddesi içerdiği için hamilelikte önerilmez. Anne adaylarına et, tavuk gibi proteinden zengin besinleri tüketmelerini, bol taze sebze ve meyve yemelerini, boya ve koruma maddesi içeren hazır yiyeceklerden, gazlı içeceklerden kaçınmaları önerilir. Bu dönemde enerji ihtiyacının karşılanabilmesi için tüm besin gruplarından (süt ürünleri, et, sebze-meyve, ekmek-tahıl ve yağ grubu) kişiye özel bir şekilde tüketilmelidir.

Haberin Kaynağı: HürriyetAile

1 16 17 18 19 20