Doğayla İçiçe Büyüyen Çocuklar

Gönderildiği yer: Outdoor | 0

Bilgi Kozası Anaokulu’ndan Esra Hanım’ın bir yazısını paylaşıyoruz bugün. Kendisinin değerli tespitlerini çocuklarımızı neden doğayla içiçe büyütmek için çırpındığımızı gayet net bir şekilde anlatıyor. İşte o yazısıyla Esra Gür Demirbaş;

Daha üniversitedeyken küçük çocuklarla çalışmaya karar verdim, meslek seçimimi de bu yönde yaptım. Pedagoji eğitiminden sonra kısa süre ilkokulda rehberlik yapıp, uzun süre evim olacak ve hala olan anaokuluma geldim. Yüzlerce çocukla tanışma, hayatına dokunma fırsatım oldu.

Bizim jenerasyon anne-babalar, çoğunlukla sokakta oyun oynayarak büyüyen bir nesildik. Şimdi maalesef kendi çocuklarımızın sokakta yaşıtları ile oyun oynamasına izin veremiyoruz. Malum bir sürü sebepten dolayı dört duvar arasına hapsolmaktan, dışarıda oyun oynamanın önemini unuttuk maalesef… Durum böyle olunca benim için çocukların bahçede, doğada olması daha mühim oldu. Okulda her hava koşulunda mutlaka günde bir saati bahçede geçiriyorduk ama bunun daha ilerisi ne olur diye araştırınca, doğada eğitim üzerine yoğunlaştım. Aldığım eğitimlerle birlikte her hafta çocukları ormana götürmeye, orada zaman geçirmeye, çocuklara eğitimimizi orada da vermeye başladık.

Orman deyince hemen önümüze çıkan ağaçlık yeri seçmedik tabi. Önceden risk analizleri yapılmış olan aynı alana götürdük çocukları hep. Böylelikle çocuklar hep aynı yerde doğayı deneyimledikleri için kendilerini güvende hissederken, bulundukları yeri bir sınıf gibi görmeye başladılar. Tıpkı okuldaki sınıflarını benimsemeleri gibi, gittikleri bölgede de kendilerini oraya ait hissettiler. Mevsimler geçtikçe doğadaki değişimi fark etmeye başladılar.

Bazen onları şaşırtmak, heyecanlandırmak için yine tabi ki bizim daha önceden bildiğimiz orman yollarına saptık, yeni yerler keşfetmelerine izin verdik. Çocuklar yaşları itibariyle zaten çok meraklılar. Doğal yaşamının içinde keşfe çıkan, elleyen, dokunan, soran, araştıran çocuk, tahmininizden çok daha fazla deneyim ediniyor. Yaklaşık bir senedir çocukları düzenli olarak ormana götüren bir eğitimci olarak neler mi gözlemliyorum?

Çözüm bulma yeteneği ve kendine güvenin artması

Orman tabi ki sokaklar, caddeler gibi dümdüz değil. Çukurlar, yükseltiler var. Çocuklar o kadar alışıklarki dümdüz yollarda yürümeye… Ormanda koşmaya başlayınca devrilir oldular. Baktılar kaldıran yok, elini tutan yok, yolu gösteren yok, mecbur kendi sorununu kendi çözme yolunu buldular. Mesela devamlı düşen bir çocuğumuz dal ile kendine yol açıp, düşmeme yöntemini keşfetti. Ormanda düşmemek, oyun oynamak, gezmek için kendi yöntemlerini buldukça kendilerine güvenleri arttı.

Çevrelerindeki her şeyi bir oyun ya da oyuncağa dönüştürmeleri

Durmadan oyuncak aldığımız, yeni oyuncak istemekten hiç vazgeçmeyen çocuklarımız aslında çevrelerinde hiç oyuncak olmadığında yaratıcılıklarıyla kendi oyun ortamlarını yaratabiliyorlar. Hele doğadaysanız çocuğun ayrıca oyuncağa ihtiyacı olmuyor. İki dal ve bir kütükle neler yapılabileceğine, küçük bir su birikintisinin kocaman bir deniz olabildiğine, taşları üst üste koyup nasıl sahne yapılabildiğine ve daha yüzlerce birbirine benzemeyen oyunun üretilmesine şahit oldum. Çocukların hiçbiri oyuncak aramadı ormandayken.

Anı yaşama ve farkındalık seviyesinin artması

Bir sınıf dolusu yerinde duramayan çocuğun bir kuşun sesini dinlemek için sessiz kalabilmesini; yaprakların üzerine düşen çiğ tanelerini uzun uzun izlemelerini ya da hayatında ilk defa elleriyle kuş besleyen çocukların heyecanını görmeniz lazım. Mevsim değişimlerini her hafta gittiğimizde farketmeleri ve değişimin nasıl olduğunu takip etmeleri her ormana gittiğimiz giderek daha da arttı. Hatta daha önce bizim bile dikkat etmediğimiz küçük detayları onlar farkeder oldu.

Doğaya, arkadaşına ve hayvanlara saygı ve sevgi gösterme

Her orman sabahında gökyüzünü, ağaçları, bulutları, ormandaki hayvanları selamlamayı, ormanda rahat yol alabilsin diye sonbahar yapraklarını bir solucanın önünden çekmeyi, ağaç gövdelerine “arkadaşım” diye sarılmayı, fırtınadan dalı kırılmış bir ağaca “geçmiş olsun” demeyi kısacası doğanın bize verdiklerini ondan isterken izin almayı keşfettiler. Bir ağaç dalını tek başına taşıyamadıklarında birbirleriyle beraber çalışıp, dayanışmayla neler başarabileceklerini gördüler. Çocukların doğaya, doğanın çocuklara ihtiyacı olduğunu gördüler.

Her hava koşulunda eğlence

Soğuk, yağmurlu havada dışarı çıkmaya üşenmek ya da “aman hastalanır” diye endişelenmek biz büyüklerin “hüsnü kuruntusu”. Çocuklar her havada oyun oynayabiliyor. Kırağı düşmüş yaprakların çıkardığı sese heyecanlanıp ilk ben basacağım diye koşuyorlar ya da küçük bir rampanın yağmurdan çamur olmuş toprağından kaydırak yapıyorlar. Üşümemek için hareket etmenin önemini inanın onlar bizden çok daha iyi biliyor. Sıcak havalarda sineklerin dansını izlemeyi de onlardan öğrendim. Yağmur ya da kara uygun kıyafetlerle çamurda oynayabileceklerini söylediğimizde gözlerindeki parlaklık ve sevinç ise paha biçilmez.

 

Kış Hamileleri Dikkat

Gönderildiği yer: Outdoor, Sağlık | 0

Hamilelik, anne adaylarının hem kendilerine hem bebeklerine dikkat etmesi gereken çok özel bir dönemdir. Bebeğin sağlığı, ruhsal, fiziksel ve zihinsel yönden iyi gelişmesi annenin sağlığı ve yeterli beslenmesi ile doğru orantılıdır. Bu dönemi kışın yaşayan anne adayları, mevsim koşullarının olumsuz etkilerinden kendilerini ve bebeklerini korumalı, beslenmelerine dikkat etmeli, kıyafet seçimlerini hem üşümeyecek hem de rahat edecekleri tercihlerden yana yapmalıdırlar.

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. İsmail Çepni; kış hamileliklerinde dikkat edilmesi gerekenlerin beslenmeden kıyafet seçimine, bakımdan ortam koşullarına oldukça geniş olduğunu belirterek, kış hamilelerine bilgiler verdi.

1. Kış hamileliklerinde beslenme
Kış gebeleri beslenme açısından en şanslı gebelerdir. Kış aylarında yetişen sebze ve meyveler gebenin sağlığı, bağışıklık sistemini desteklemesi, iyi beslenmesi ve gelişmekte olan bebeği için bol mineral ve vitamine sahiptir. Bu avantajı iyi kullanmak gerekir.

Bol sebze tüketmek

  • Kış sebze ve meyveleri hem anne adayları hem de bebekleri için mineral ve vitamin deposu olduklarından kışın hamileleri şanslıdır. Günlük yemek listesinde protein, yağ, karbonhidrat, mineral ve vitamin içeren besinlerin eşit şekilde dağılmış olması önemlidir. Annelerin metabolizmalarını güçlendirmeleri için ıspanak, lahana, kereviz, karnabahar ve pırasa gibi kış sebzelerini düzenli olarak tüketmeleri gerekir.

Meyveler doğal ilaç görevi görür

  • Kışın, sağlığı koruyan en temel vitamin C vitaminidir. Portakal ve mandalina kış gebelerinin tüketmesi gereken vazgeçilmez meyvelerdir. C vitamini ile alınan besinlerde bulunan demirin bağırsaklardaki emilimi daha fazladır ve posalı meyveler bağırsakları daha iyi çalıştırır. Asidik olan portakal, greyfurt ve mandalina gibi meyvelerin gündüz tüketilmesi, akşam yatmadan önce muz gibi meyvelerin tüketilmesi mide ve bağırsak sağlığı açısından önemlidir.

Balık çeşidi çok fazla

  • Kış ayları, balık çeşidinin fazla olduğu aylardır. Kemik ve diş gelişimi için kesinlikle vücuda alınması gereken D vitamini balıklarda bulunur. Yazın güneş ışınları sayesinde doğal yoldan alınan D vitaminin kış mevsimindeki muadili balık tüketimi ile sağlanır. Özellikle somon, hamile kadınların yemesi gereken balık türüdür.

Fazla kiloları önlemek karbonhidratı azaltmakla mümkün

  • Karbonhidratlı yiyeceklerin yerine protein, kalsiyum, vitamin ve mineral içeren besinlerin daha fazla tüketilmesi, hamilelikle birlikte fazla kilo alınmasını engeller. Tatlı bir şeyler istendiğinde bu ihtiyacı meyveler aracılığıyla karşılamak mümkün olur. Dikkat edilmesi gereken bir konu da fast food ürünler, kızartılmış patatesler, bebek için zararlı bir takım maddeler içeren yiyeceklerin tüketilmemesidir. Evde yapılan kızartmalar daha az ısıda yapıldığı için zararlı değildir.

2. Kış hamileliklerinde kıyafet seçimi

  • Kış aylarında, havaların soğuk olması nedeniyle kalın giyinme ihtiyacı hissedilir. Tek parça kalın kıyafetlerin yerine kat kat kıyafet giyilmesi doğrudur. Sıkı, naylonlu ve sentetik kumaşlar yerine hava alan pamuklu kumaşlar tercih edilmelidir. Örneğin sentetik ipten örülmüş kalın boğazlı bir kazak yerine, pamuklu bir tişört üzerine dokusu yumuşak yün bir hırka veya kazağın giyilmesi tercih edilmelidir. Bu kıyafet istendiğinde çıkarılabilecek atkıyla tamamlanabilir. Ayakkabı seçimi de özellikle yağışlı ve karlı havalarda hayati önem taşır. Ayakları terletmeyen lastik ayakkabılar giyilmeli ve ayakkabılar yüksek topuklu olmamalıdır.

3. Kış hamileleri için uygun ortam

  • Kapalı ortamlarda sigara içilmesi yasak olmasına rağmen bazı mekânlarda bu kural ihlal edilebilmektedir. Kışın havalar soğuk olduğu için kapalı mekânlarda zaman geçirilirse pasif içiciliğe maruz kalınabilir. Hamilelerin sigara içilen ortamlarda kesinlikle bulunmamaları gerekir.
  • Evdeki ortamın sıcaklığı, nemi ve hijyenikliği de çok önemlidir. Evde bulunulmayan zamanlarda pencereler sık sık açılarak ev havalandırmalı, mutfak ve banyodaki havalandırma fanları sürekli açık tutularak soğuk algınlığına yakalanma riski azaltılarak evin havalanması sağlanmalıdır.
  • Kışın gribal enfeksiyonların yayılması daha hızlı olduğundan insanlarla tokalaşma, sarılma ve yanak yanağa öpüşme gibi davranışlardan mümkün olduğunca kaçınmak gerekir. İş yerinde ya da dışarıda bulunulduğunda ellerin sık sık yıkanması önerilir.
  • Anne adayının daha önceden bilinen kronik bir hastalığı varsa kış ayları öncesinde doktora başvurması gerekir.
  • Bulaşıcı hastalıklardan korunmak için okul çağı çocuklarından ve hastalık taşıyan yakın kişilerden de uzak durulmalıdır.
  • Herhangi bir hastalığın belirtileri gözlemlendiğinde vakit kaybetmeden hekime başvurulmalıdır. Gebelikte bu durumlar için kullanılabilecek güvenli ilaçlar vardır. Bilinmelidir ki burun akıntısı boğaz ve akciğer enfeksiyonu riskini artırır.
  • Kışın tatil planlaması yapılırken 2000 metreden yüksek yerlerde oksijen yetersizliği olabileceği akılda tutulmalıdır. Kayak gibi düşme ve kırık riski taşıyan sporlar yapılmamalıdır.

4. Kış hamileliklerinde bakım

  • Kışın soğuk havanın etkisiyle ciltte kurumalar ve çatlaklar oluşur. Hamileler için üretilen çatlak kremleri ve nemlendiricilerin düzenli olarak tüketilmesi ile bu cilt problemlerinin oluşması önlenebilir. Ayrıca el ve yüzü yıkarken soğuk su yerine ılık su kullanımı önerilir.
  • Bol su içmek ise elbette anne adayının cildini korumanın yanında hem anne adayının hem de bebeğin sağlığı için aksatılmaması gereken en önemli şeydir.
  • Kış aylarında gebelik boyunca düzenli kontrole gidilmesi gebeliğin güvenli seyri, zamanında gereken önlemlerin alınması için önemlidir.
  • Anne adayı hamileliği boyunca doktorundan bilgi almaktan ve ona sorular sormaktan çekinmemelidir.

 

Prof Dr İsmail Çepni
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı

Doğada ve Açık Havada Bebeğinizin Güvenliğini Sağlamak için…

Gönderildiği yer: Outdoor, Sağlık | 0

Çocuklar, 3 ve 4 yaşından itibaren kendi başlarına keşif yapmaktan hoşlanırlar. Hem onların doğada ve açık havada daha iyi vakit geçirmesi, hem de içinizin rahat olması için önerilerimize kulak verin.

Çocuklar, 3 yaşından itibaren kendi ayakları üzerinde zaman geçirmekten hoşlanmaya başlarlar. 4 yaşına geldiklerinde ise ailece gidilen her yer, onlar için bir keşif sahası haline gelir. Artık yanınıza onları taşımak için herhangi bir araç almanıza belki gerek yoktur ama güvenliklerini sağlama konusunda hayatınızda değişen bir şey de yoktur.

Bu nedenle, ister evinizin yakınındaki bir parka gidin, isterseniz uzun bir tatile çıkın fark etmez; doğada ve açık havada çocuğunuzu nasıl koruyacağınızla ilgili bilgi sahibi olmalısınız. Örneğin bir şekilde birbirinizi kaybederseniz nasıl hareket edeceğinizi kararlaştırmalısınız. Bunun yanı sıra cildinin bakımı, güneşten korunması, enerjisini doğru kullanması, aşırı yorulmaması gibi pek çok konuda alınacak tedbirler aklınızın bir köşesinde olmalıdır.

Gezilerinizi daha güvenli hale getirmek için önerilerimize kulak verin:

Güneşten korunun

Güneş ışınları bulutlu günlerde bile cilde zarar verebilir, hatta kışın yapılan gezilerde dahi hem yüzde hem de vücudun açıkta kalan yerlerinde güneş yanığı olabilir. Mevsim ne olursa olsun, özellikle öğle saatlerinde dışarı çıkarken çocuğunuza güneş kremi sürün. Çocuğunuz 3 yaşından büyükse güneş kremini sizin gözetiminiz altında kendi de sürebilir; böylelikle alışkanlık da kazanmış olur.

Şapka takın

Başımız kışın ısı kaybının, yazın ise ışı girişinin en çok olduğu yerdir. Çocukların başları vücutlarına oranla daha büyüktür, bu nedenle onların ısı kaybı daha da fazladır. Ayrıca yaz ya da kış fark etmez; güneş yanıkları acı verici olabilir. Bu nedenle şapkalara “aksesuar” muamelesi yapmayın, çocuğunuzun başından şapkayı eksik etmeyin.

Su içirin

Vücuttaki su azlığı halsizlik yapar. Ağır hareket eden ya da keyifsiz görünen çocuklar, aslında çoğu zaman sadece susamışlardır. Çocuğunuza bol bol su içirin. 3 yaşından sonra yanında daima bir şişe su bulundurması ve sık sık içmesi yönünde onu teşvik edebilirsiniz.

Atıştırmak iyidir

Çocuklar hemen hemen iki saatte bir acıkırlar. Enerjisiz kalmamaları için yanınızda daima atıştırmalık sağlıklı yiyecekler bulundurmalısınız.

Boynuna bir düdük asın

Herhangi bir kaybolma durumuna karşı, çocuğunuzun boynuna düdük asabilirsiniz. Tabii ki bir yerine dolanmasını önleyecek şekilde ve bu düdüğü “sadece ve sadece kaybolursa” çalmasını tembihleyerek. Bunun bir çeşit oyun olmadığını da onu korkutmayacak şekilde anlatmalısınız. Aranızda “bir kısa – iki uzun düdük” gibi bir sinyal belirleyin; bu sinyal duyulduğunda hangi noktada toplanmanız gerektiğini kararlaştırın. 5 yaşından küçük çocuklar belki toplanma yerini hatırlamaz ama bunun bir alışkanlık haline getirilmesi son derece önemlidir.

Kıyafete dikkat

Gideceğiniz yerde börtü böcek, alçak ve dikenli çalılar, zehirli olabilecek sarmaşık benzeri bitkiler varsa çocuğunuza pantolon, çizme ya da bot giydirin. Böcek kovucu spreyler kullanmayı ve kırda yapılan bir geziden sonra kene kontrolü yapmayı da unutmayın.

Yolu o göstersin

Bırakın çocuğunuz gezinizin takım lideri olsun ve yürüyüşlerinizde yolu o göstersin. Önde yürüyor olması hem onu gururlandırır hem de sizin ona göz kulak olmanızı kolaylaştırır. Liderinize sık sık arkasına bakıp, herkesin peşinde olup olmadığını kontrol etmesi gerektiğini de öğretebilirsiniz.

Ağaca yaslansın

Bu çocuğunuza doğayı sevdirme amaçlı bir hareket değil, onun güvenliği için bir gereklilik. Çocuğunuza eğer kaybolursa bulduğu ilk ağaca yaslanıp beklemesi gerektiğini öğretirseniz, onu bulmanız çok daha kolay olur.

Kaynak : prima.com.tr

Hamilelikte Seyahat

Gönderildiği yer: Hamilelik Dönemi, Outdoor | 0
Hamilelikte seyahat ederken dikkat edilmesi gerekenler…

Tüm gebelik boyunca seyahat edilebilir. Kadıköy Şifa Ataşehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Birgül Karakoç hamilelikte seyahat ile ilgili dikkat edilmesi gereken hususlar hakkında bilgi veriyor!
Gebelikte seyahat için ideal zaman 2. üç aydır. Çünkü ilk 3 ayda aşerme, bulantı, kusma gibi problemler ve son 3 ayda da büyüyen karın ve gebelikten dolay çabuk yorulma yolculuğu zorlaştırabilir. Ancak özellikle uzun süren yolculuklarda dikkat edilmesi gereken bazı konular vardır.

•    Mutlaka emniyet kemeri kullanılmalıdır.
•    Airbagler açık olmalıdır.

Otobüs yolculukları hamileler için en az önerilen yolculuk biçimidir. Gerek hareket kısıtlılığı, gerekse molaların seyrek olması nedeniyle eğer başka seçenek varsa uzun otobüs yolculuğu tercih edilmemelidir. Yapıldığı takdirde otobüs hareket ederken oturulmalıdır. Tuvalet kullanılacaksa mutlaka kenarlardan tutarak gidilmelidir.

Tren yolculukları hareket imkanının daha fazla olması nedeniyle otobüse tercih edilmelidir. Ama tuvaletler küçük olduğundan mutlaka dikkatli olunmalıdır.
Tren, araba veya otobüsle seyahatlerde sürenin 5 – 6 saatten çok olmaması iyi olacaktır.

Özellikle uzun süren yolculuklarda uzun süre hareketsiz kalmak hamileler için risklidir. Tüm yolculuklarda bu konuya özen göstermek gerekir. Hamileliğin seyrinde başka özel bir sorun yoksa bu konuda önlem alarak yolculuk yapmakta herhangi bir sakınca yoktur.

Gebelik kanın pıhtılaşma eğiliminin belirgin olarak artmasına neden olur. Uzun süre bacakların aşağı sarkık durumda ve hareketsiz kalması kanın damar içinde pıhtılaşmasına neden olabilir. Özellikle bacak damarlarından kaynaklanan bir pıhtının akciğere geçerek ‘Akciğer Embolisi’ ne neden olabilmesi söz konusudur. Bu durum çok acil ve hayati tehlike doğuran bir tablodur.

Otomobille yapılan yolculuklarda sık mola vermek, molalarda önce bir süre dolaşarak baldır ve uyluk kaslarının çalışmasını sağlamak, ardından da bacaklarınızı yükseğe kaldırarak dinlenmek uygun olacaktır.

Uçak yolculuğu gebeler için güvenlidir. Kabin basıncında önemli değişiklik olmadığı sürece bebek için ekstra bir risk taşımaz. Buna karşın havayolu şirketleri kendilerini güvenceye almak için belli bir gebelik haftasından sonra doktor raporu talep eder. Buna karşın kıtalararası uzun uçuşlarda sık sık uçak içinde yürümek uygun olacaktır.
Kıtalararası seyahat yapılacağında mutlaka doktora danışılması gerekir. Ayrıca yapılan aşıların bulunduğu bir sağlık kartının gebenin yanında bulundurması faydalıdır.

Gebelikte seyahat için öneriler:
•    Rahat giysiler ve ayakkabılar giyilmelidir.
•    Uygun, rahat bir seyahat yastığı bulundurulmalıdır.
•    Tuvalet ihtiyacı mutlaka giderilmelidir.
•    Atıştırmalık yiyecek bulundurulmalıdır.
•    Emniyet kemeri takılmalı ve tüm güvenlik önlemleri alınmalıdır.

YÜZMEK VE GÜNEŞLENMEK
Yüzmek gebelik süresince yapılabilecek en ideal sporlardandır. Ancak atlamalar, havuzlardaki kaydıraklar, su oyunları, dalmak önerilmez. Özellikle ileri gebelik haftalarında suya atlamak yerinde havuz merdiveninden ya da sahilden girmekte fayda vardır. Havuzlarda kullanılan kimyasallar gebelikte ekstra bir sakınca oluşturmaz. Temiz olduğundan emin olunan deniz veya havuzda yüzmek gebelik sırasında yapabilecek en ideal spordur. Ancak sırtüstü ya da kurbağalama stilinde yüzmek ve çok zorlanmamak önemlidir.

Güneşlenmek konusunda ise biraz daha dikkatli olmakta fayda vardır. Gebelik olsa da olmasa da güneş ışınlarının dik olarak geldiği öğle saatlerinde güneşlenmek çok sağlıklı bir davranış değildir. Hamilelerin bu nedenle güneşlenmek konusunda çok daha hassas davranmaları önerilir. Kısmen gölgede oturmak daha doğru kabul edilse de akşam üzeri saatlerinde güneşlenilebilir. Mutlaka bol sıvı alınmalı, 30 SPFve daha yüksek bir güneş kremi kullanılmalı ve mutlaka şapka takılmalıdır.

Gebelikte solaryum zararlı mıdır?
Solaryumun bebeğe ve gebeliğe zararı olduğunu gösteren bir çalışma mevcut değil. Sauna veya solaryum gibi vücut ısısını yükselten etkenler bebekte omurga problemlerine neden olabilmektedir. Bazı çalışmalar ultraviyole ışıkları ile folik asit eksiliği arasında bir bağlantı göstermişlerdir. Ayrıca gebelikte cilt yanmaya ve lekelenmeye meyillidir.

Otobronzanlar tehlikeli midir?
Gebelikte iyi bir opsiyon olabilir. Fakat içeriğinde dihidroaseton mevcuttur ve deriden emilen bir maddedir. Gösterilmiş bir zararı yok, fakat ilk 3 ayda kullanmamak daha doğru olacaktır.

Gebelikte saunaya girmek sağlıklı mıdır?
Gebeliğin ilk 3 ayında vücut ısısının çok yükselmesi bebekte sakatlıklara yol açabilir. Bu nedenle gebelik boyunca çok ısıtılmış sauna önerilmez.

Hamilelikte sac bakımı yapılabilir mi?
Gebelik sırasında saç boyatmanın riskli olduğuna dair herhangi bir kanıt bulunmamaktadır. Ancak güvenilir olduğu da kanıtlanmış değildir. Saça yapılan uygulamalarda kullanılan maddelerin çok az bir kısmı deriden emilmektedir. Bu kadar küçük bir miktar bebekte problem yaratmayacaktır. Fakat yine de tüm bu bilgiler rağmen gebeliğin ilk 3 ayında saç boyatılmasına izin verilmez.

•    Bitkisel kökenli boyaların kullanılmasında fayda var.
•    Boyayı iyi havalanan bir mekanda yaparak havaya karışan kimyasallara daha az maruz kalmak doğru olacaktır.
•    Kına son derece güvenli bir boyadır.
•    Kimyasalların gereğinden fazla saçta – kafada kalmaması sağlanmalıdır.
•    İşlem sonrası saçların çok iyi durulanması gerekir.
•    Bu tür işlemler yapıldığında mutlaka eldiven kullanılmalıdır.
•    Alerji açısından önce küçük bir deneme yapılması doğru olacaktır.
•    Kaşlar ve kirpikler boyanmamalıdır.
•    Süt verirken de saçlar boyanabilir.

Gebelik sırasında kişinin kendini iyi hissetmesi önemlidir. Bu nedenle öz bakımını kişi yapabilir.

Epilasyonun zararı var mıdır?
Gebelik boyunca hormonal değişiklikten dolayı tüylenmede artış olacaktır. Gebelikte iğneli – elektrikle yapılan epilasyon yapılmaz, çünkü amnion sıvısı elektrik akımını iletir. Isıyla yapılan epilasyonun gösterilmiş bir zararı yok. Lazer epilasyon konusunda bir bilgi birikimi olmadığından gebelikte önerilmez. Bu tür epilasyonlar yapılacaksa bile son 3 ayda meme uçlarına yapılmamalıdır.

Hamilelikte ağda yapılabilir mi?
Gebelikte cilt çok hassaslaştığından ağda yanma, tahriş yapabilir. Öncesinde ve sonrasında mutlaka antiseptik solüsyonla temizlenmelidir.

Tüy dökücü krem ve depilatörler kullanılabilir mi?
İçerdiği barium sülfat ve kalsiyum thioglycolatın gösterilmiş bir zararı yok. Fakat kullanmadan önce test dozu uygulamak ve alerji yapıp yapmadığını kontrol etmekte fayda var. Ayrıca koku nedeniyle mutlaka iyi havalanan bir mekanda uygulanmalıdır.

Gebelikte makyaj yapılabilir mi?
Gebelikte kaliteli malzemelerle, hafif makyaj yapılabilir. Özellikle içeriğinde yüksek dozda A vitamini içeren kremler önerilmez.
Çok ağır parfümler yerine daha hafif vücut spreyleri kullanmak gebelikte kişiyi rahatlatır.

Manikür ve pedikürün riskleri var mıdır?
Manikür ve pedikür gebelikte yapılabilir. Fakat dikkatli olunmalı, işi bilen birilerinin yapması gerekir. Özellikle enfeksiyon riskinden dolayı kişinin kendi aletlerini kullanması ve bu aletlerin temiz – steril tutulması önemlidir. İşlem sonrası mutlaka bir dezenfektan kullanılmalıdır.

 

 

 

Haberin Kaynağı:
Gazete Vatan