Bebeklerde Tekrarlayan Pişik Sorunu

Gönderildiği yer: Sağlık | 0

Pişik, deri katları arasında ortaya çıkan kaşıntıdır. Nem ve ısının artması sonucu sürtünme ile deride tahriş meydana gelmektedir. Bu da pişik olarak adlandırılmaktadır. Oldukça yaygın olarak görülen deri kaşıntısı, hayatın devamı sırasında beklenmedik bir anda ortaya çıkabilir. Daha çok geniş, büyük deri alanlarını etkileyen pişik, koltuk altında, göğüslerin altında, genital bölge ve karın kısmında yaygın olarak görülür. Pişiğin risk faktörleri, obezite, sıcaklık ve nemdir. Pişikten rahatsız olan bireyler, deride kızarıklık, yanık ve kaşıntıdan şikayet etmektedirler. Uzun süredir devam eden pişik, küf kokusu yaratabilir. Pişik, görsel muayene ile teşhis edilir. Pişik, bakteri ve mantar hastalığı gibi nedenlerle enfekte olabilir. Pişik bir kenara, derideki katmanlarda meydana gelen patlamalar, diğer birçok dermatolojik durumu meydana getirir. Pişik, uzun dönemde kilo verme ve kısa dönemde de pudra kullanımı ile engellenebilir.

Pişik Neden Olur?
Basit pişik olma durumu; sürtünme, nem, yüksek sıcaklık sonucu oluşan tahriş edici deri iltihabıdır. Çeşitli ilaç ve kimyasalların alerjisi ve bakteri, mantar, tırnak mantarları ve mayalar gibi çeşitli mikroorganizmalar sonucu pişik oluşabilir. Ayrıca, intertriginöz alanlarında görünen dermatolojik hastalıklarda oluşabilir.

İdrar, dışkı ve ter de deri problemlerinin oluşmasında etkilidir. Ancak, pişik oluşumuna en çok etkiyi sağlayan faktör sıcak ve nemdir. Bu ortam, mikropların gelişimi için uygun ortamı sağlamaktadır. Ayrıca, sıkı elbise ve ayakkabılar da sürtünmeyi arttırdığından pişik oluşumuna neden olmaktadır. Sıkı sütyenler kadınlar için pişik oluşumuna neden olur. Bunun için daha iyi destekli sütyenler kullanılmalıdır. Naylon ve insan yapımı sentetik fiberler pişik oluşumuna neden olduğundan, pişiğin engellenmesi için daha çok emici kumaşlarla, pamuklu kumaş kullanmaya dikkat edin.

Eğer aşırı kiloluysanız, bu da pişik oluşuma neden olmaktadır. Fazla kilolardan kurtularak sürtünmeyi azaltabilirsiniz. Böylece, pişik oluşumunu engellemiş olursunuz.

Egzersiz sonrası duş alımı önemlidir. Ancak, duştan sonra tam olarak kurulanma, pişik oluşumu için daha önemlidir. Duş sonrası tam olarak kurulanmalı ve nemli yerlerden kurtulmalısınız. Bunu, saç kurutma makinesi yardımıyla yapabilirsiniz. Koltuk altı nemli bölgeleri ve göğüs çevresinde oluşan nemleri soğuk aylarda saç kurutma makinesi yardımıyla kurutabilir ve pişik oluşumunu engelleyebilirsiniz.

Pişik Risk Faktörleri Nelerdir?
Çevresel faktörler, pişik oluşumunda ve şiddetlenmesinde en büyük rolü oynamaktadır. Sıcaklık ve nemin en yüksek seviyelerde olduğu yaz aylarında, pişik oldukça sık görülmektedir. Bisiklet kullanımı, koşu gibi tekrarlanan hareketler, deride yara oluşturucu ve tahriç edici bir güç oluşturur. Bazı risk faktörleri sonucu da, pişik oluşur. Bu risk faktörleri; obez olmak, diyabete sahip olmak, nasır, takma uzuv ve yüksek ısı ve neme maruz kalmak gibi faktörlerdir.

Diğer risk faktörleri de; idrar tutamama, aşırı terleme, kötü hijyen ve yetersiz beslenmedir. Bebeklerde ise, kısa boyun ve bükülmüş duruşları sonucunda pişik riski oluşur. Ayrıca sedef hastalığı gibi bazı deri hastalıkları da, pişiğin gelişimini etkiler.

Pişik Semptom ve İşaretleri
Pişik nasıl görünür? Birey pişik olduğunu nasıl anlar? Kırmızı ve kırmızımsı kahverengi bir kızarıklık, pişiğin en belirgin göstergelerindendir. Bunun yanında, hassas, kaşıntı oluşan bir cilt, kötü bir koku ve çatlak, kabuklu sert bir cilt de pişik nedenlerindendir. Pişik, neme maruz kalmış ve birbiriyle sürtünen herhangi bir deri bölgesinde oluşabilir. Bebeklerde ise, bebek bezinin neden olduğu pişikler sıkça rastlanır.

Pişik, bireyin vücudunda, ayak parmakları arasında, koltuk altında, iç uylukta, kasıkta, meme veya karın alt kısmında, boyun kıvrımlarında ve kalça arasında görülebilir. Eğer bu pişik semptomlarından birine rastladıysanız, devamında enfeksiyon oluşmaması için doktora görünmeniz önemlidir.

Pişik Teşhisi
Pişiği diğer cilt bozukluklarından ayırt etmek zor olabilir. Ancak, hastalık geçmişi, tanı koymada yardımcı olabilir. Eğer sağlık geçmişinde merhem, antibakteriyal şampuanlar, lokal steroidler gibi ipuçları bulunuyorsa, pişik teşhisinde yardımcı olabilir. Bazı steroidler, atrofi ve meserasyon gibi deri problemlerine, bazı şampuan ve merhemler ise deri iltihaplarına neden olabilir. Görsel muayene ile, ciltte oluşmuş yaralar tanımlanabilir.

Pişik Komplikasyonları
Pişik, enfeksiyon içeren çeşitli mikroorganizmaların etkileri sonucu oluşabilir ve etkileri büyümeden yok edilmelidirler. Mantar enfeksiyonları, pişik bölgelerinde en çok görünen enfeksiyon türüdür. Bu enfeksiyonları, uygun testlerle ortaya çıkarmak önemlidir. Deriyi etkileyen küçük kazıntıların mikroskop altında analiz edilmesi gibi testlerle çözümler üretilebilir. Değişik türlerde deri hastalıkları bulunmaktadır.

Pişik Kimleri Etkiler?
Pişik, her yaş grubundaki insanı etkileyebilir özelliktedir. Çünkü, ihtiyaç duyduğu şey nem ve sıcaklıktır. Bu yüzden bebeklerden ki en çok bebekleri etkiler, yaşlı insanlara kadar her insanda belirebilir. Ancak daha çok, tabii ki risk faktörlerini taşıyan insanlarda görünmektedir. Aşırı kilolu bireyler, diyabet hastaları, yatakta çok zaman harcayan insanlarda, bebek bezi dolayısıyla bebeklerde ve idrar tutamama sorunu yaşayan her bireyde görünmektedir. Kısacası, vücut yüzeyinde sürtünmeye ve neme neden olan her türlü sebep dolayısıyla, bu tür nedenlere sebebiyet veren her türlü giysi ve kullanılan her üründen dolayı pişik meydana gelir.

Pişik Tedavisi Nasıl Yapılır?
1.Engel Etmenler
Komplike olmayan pişikler, çok sayıdaki etmenler ve mekanizmalarla, deri katmanları kuru, temiz ve serin tutulabilir. Engelleyici maddelerin kullanımı ile, derideki problemler ile giderilebilir ve kaşıntı ve acı hafifletilebilir. Çinko oksit merhemler, vazelin gibi deri koruyucularla pişiğin etkisi giderilebilmektedir. Gazlı bez, pamuklu yüzeyler ile, geçirgen çarşaflar ile sürtünme azaltılabilir.

2.Kurutucu Etmenler
Alüminyum sülfat, kalsiyum asetat solüsyonu ve antiseptik kurutma maddeleri, talk pudrası gibi, pişiğin tedavisinde kullanılabilir. Pudra, mantar önleyici kremler ve merhemlerle aynı anda kullanılmamalıdır. Çünkü, ikisi aynı anda kullanıldığında yapışkan bir ortam yaratır. İkisi bir arada kullanılacaksa, 2 ya da 3 saat arayla kullanılmalıdır. Tedavi sonrası, semptomlar düzelmezse, potasyum hidroksit hazırlanmalı ve bakteri kültürü ve hassaslık testi yapılmalıdır.

3.Engelleme ve Diğer Pişik Tedavileri
Eğer siz ya da çocuğunuz pişiğe sahipseniz, doktor, basit bir öneriyle size çözüm sunabilir. Pişik olan bölgenin kuru ve hava aldığı bir pozisyonda bulunması durumu muhtemel öneridir. Eğer obezite hastasıysanız, kilo verme de, pişik oluşumunu engelleyen temel faktörlerden biridir. Bazı hastaların büyük ve sarkık göğüsleri de pişik oluşumuna neden olmaktadır. Bu durumda meme estetiği bir çözüm üretebilir. İdrar ya da dışkıya maruz kalan derileri bu durumdan korumak veya bu durumun oluşmasını engellemek, deride oluşabilecek ıslaklık yani nem durumunu ve dolayısıyla tahrişi engeller. Yumuşamaya yardımcı maddeler ile deriyi nemlendirmek, yumuşak bir vücut temizliği rutini sağlamak ve deri koruyucular kullanmak da insan vücudunun iyi bir yapıda olmasına yardımcı olur.

Bebeklerde Gaz Sorunu

Gönderildiği yer: Sağlık | 0

Bebeklerde gaz sancısı olarak adlandırılan infantil kolik, yeni bebek sahibi olan pek çok anne ve babanın ortak sorunu. Nedeni tam olarak bilinemeyen bu rahatsızlık her 10 bebekten 3′ ünde gözlenmektedir. Pek çok anne ve babanın şikayet ettiği bu durumdan kurtulmak mümkün. Bu durumu önceden hazırlıklı olarak hem bebeğinizi hem de kendinizi rahatlatmanız faydalı olacaktır.

Bebeklerde Gaz Nedir ve Neden Olur?
Bebeklerde gaz, sık görülmesi ve ebeveynlere rahatsızlık vermesine karşın bazı uygulamalar ile kolayca geçebilen bir hastalıktır. Bebeği besleme esnasında doğru pozisyonda tutmamak, bazı şekerlerin sindirimindeki yetersiz durum ve bebeğin bağırsak hareketlerini sağlayan sinir sisteminin yeteri kadar gelişmemiş olması gaz oluşumuna sebep olarak gösterilebilir. Ayrıca anne ve babanın acemiliği de bebek üzerinden etkisini göstermektedir.

Bebeklerde gaz iki şekilde olur. Bunlardan biri sindirim sitemine bağlı görülürken diğeri de merkezi sinir sistemi gelişimi ile alakalıdır. Bebeklerde gaz sancısının bir diğer sebebi de interaksiyonel teorisi ile de açıklanabilir.

1- Sindirim Sistemine Bağlı Gerçekleşen Gaz Sancıları

Bebeklerdeki bağırsak hareketliliğinin artması durumunda normal olmayan bağırsak hareketleri sonucu ağrı ortaya çıkmaktadır. Bu bebeklerin serum motilin düzeyleri diğer bebeklere oranla daha da yüksektir. Motilin, mide boşalmasını hızlandırır ve bağırsak hareketliliğini arttırıcı etki göstermektedir. Bu durumda olan bir bebeğin kord kanı ve ilk gün venöz kanda motilin düzeyi yüksek olmaktadır. Annenin beslenme esnasında aldığı inek sütü içeriğinin bağırsak geçirgenliğini arttırması sonucunda bebeğe geçmesiyle alerji gelişmektedir. Gaz sancısı yaşayan bebeklerin yaklaşık %10-25′ inde bu sebeplerden dolayı rahatsızlık görülebilir.

Annenin beslenmesindeki diğer yiyeceklerde benzer alerjik reaksiyon ya da intolernas oluşabilir. Bu yiyeceklere soya, fındık, kahve, kabuklu deniz ürünleri, baharatlı yiyecekler örnek olarak gösterilebilir. Tam olarak kanıtlanamasa da emilmeyen ve parçalanmayan karbonhidratlar kalın bağırsakta kısa zincirli yağ asitlerine dönüşmektedir. Bu gazlarda soluk yolu ile atılmaktadır. Böylece mide gazının, ağlamanın sonucu olduğunu söyleyebiliriz.

2- Merkezi Sinir Sitemi Gelişimine Bağlı Gaz Sancıları

Sindirim sisteminin dışında merkezi sinir sisteminin gelişiminin de gaz sancısı üzerinde etkisi bulunmaktadır. İnsanda mutluluk, canlılık ve zindelik hissi veren serotonin, bağırsak düz kasını kasarak kramplara neden olmaktadır. Melatonin ise tam tersine bağırsakları gevşetir. Serotonin ve melatonin akşamları sıçrama yapar ve belirli bir ritimde salınmaktadır.

Serotonin doğumdan itibaren ritmik olarak salgılanmaktadır. Bu sebep ile ilk aylarda melatonin yetersizliği nedeni ile gevşeme süresi de yeterli olamamaktadır.

3- İnteraksiyonel Teori

Bebeklerde gaz sancısına sindirim sistemi dışında daha farklı nelerin sebep olabileceği hakkında bazı hipotezler öne sürülmüştür. Bunlar, ağlama şeklinin süre olarak daha uzun ve ağlamanın şiddetinin aşırı olmasıdır. Bunların dışında alışılmamış anne-babalığın yansıması ya da uyumsuz anne-bebek ilişkisi de olabilmektedir.

Ailede otaya çıkan çatışmalar, annenin bebeğine yeteri kadar vakit ayıramaması, stres ve eşinin desteğinin yetersiz olması da risk faktörleri arasındadır. Ayrıca gebelikte aşırı sağlık problemlerinin olması ve zorlu doğumlar da sebepler arasında gösterilebilir.

Bebeklerde Gaz Sancısı Nasıl Anlaşılır?
Bebeklerdeki gaz sancısının olduğunu gösteren en birincil durum, bebeğinizin huzursuzluğunun artması durumudur. Ağzı sürekli emmek için aranır, dizlerini karına çekerek sinirli bir halde ağlayarak sizi şaşırtabilir. Bu sırada bebeğinizin bağırsaklarındaki gaz sıkışmasının neden olduğu spazm canını acıtarak bebeğinizi huysuzlanmasına sebep olmaktadır. Bu nedenle de emerek rahatlamak istemektedir. Emerken de ağrı devam edince ne yazık ki ağlamaya devam etmektedir.

Bebeklerde Gaz Sorunu Nasıl Çözülür?
Bebeklerde gaz problemi genel olarak 3-4 aylık iken kendiliğinden geçmektedir. Fakat anne babalar bu durumda oldukça endişelenmekteler. Bu nedenle basit bazı yöntemlerle gaz sancısını önlemeniz mümkün.

1- Eğer bebeğinizi emziriyorsanız siz de gaz yapan besinlerden uzak durmalısınız. Gaz yapan besinleri tületmek bebeğe olumsuz etki yapabilir. Gaz yapan besinlere örnek vermek gerekirse, soğan, karnabahar, lahana, portakal, limon, kepekli yiyecekler, greyfurt sıralanabilir. Bunun yanında inek sütü içeren süt, yoğurt, peynir ve tereyağı tüketimi de kontrol altına alınabilir.

2- Bebeğinizi mama ile besliyorsanız, inek sütü içeren bazı mamalar gaz oluşumuna sebep olabilir. Bu durumda doktorunuza danışarak mama değişikliği konusunu görüşebilirsiniz.

3- Bebeğinizi biberon ile besliyorsanız biberonun emziği de fazla hava yutmasına sebep olabilmektedir. Büyük delikli emzikler ya da küçük delikli emzikler bebeğin fazla hava yutmasına neden olabilir.

4- Bebeğinizi besledikten sonra muhakkak gazını çıkarmayı ihmal etmeyin.

5- Gaz sancısı içinde ağlayan bebeklere ritmik hareketler ve devamlı sesler sakinleştirici etki gösterebilir. Bu nedenle anne ve babalar telaş yapmadan bebeği kucağına alarak gezdirebilirler.

6- Bebeğinizin ayaklarına karnına sıcak havlu koyabilirsiniz. Ya da havlu içine yakmayacak sıcaklıkta su torbası koymak da işe yarayabilir.

7- Ilık bir banyo da bebeğinizin rahatlamasına yardımcı olabilir.

8- Anne sütü ile beslenen ve 6 aydan küçük bebeklerde doktora danışılarak papatya, rezene ve ıhlamur gibi çaylar verilebilir.

Bebeğinizin gaz sancısına iyi gelebilecek bir diğer yöntem ise masaj yapmaktır. Bebeğinizde gaz sıkışması sonucunda oluşan spazmlar esnasında karın duvarı gergin ve sert bir haldedir. Hemen bebeğinize masaj yapmaya başlamak canını daha da acıtacağı için daha da ağlamasına neden olabilirsiniz. Bu nedenle bebeğinize masaj yapmaya başlamadan önce ilk olarak bebeğinizi kucağınıza alın. Ardından bacağınızda hafifçe sallayın. Diğer bir taraftan da avcunuzu birbirine sürterek iyice ısıtın ve sıcak avcunuzu bebeğinizin karnına kapatın. Bu şekilde avcunuz ile uygulayabileceğiniz sıcak bir uygulama bebeğinizin karnındaki spazmı az da olsa rahatlatacaktır. Hatta bazen bebeğinizin sadece bu şekilde bile rahatladığını fark edebilirsiniz.

Bu şekilde bebeğinizi rahatlattıktan sonra masaj aşamalarına başlayabilirsiniz. Bebek masajının ilk adımı ince bağırsağı uyarmaktır. Bunun için ilk olarak sıcak ellerinizi uygun bir bebek yağıyla birlikte göğüs kafesinin altından kasıklarına doğru, bebeğinizin karnını boşaltıyormuş gibi çekin. Her bir adımı uyguladıktan sonra 10 saniye kadar süre ile bebeğinizin dizlerini karnına doğru itin.

Bebek masajının diğer bir aşaması da kalın bağırsak üzerine uygulanmaktadır. Kalın bağırsağın hareketleri saat yönündedir. Bu nedenle bebeğinizin karnında sanki bir saatolduğunu düşünün ve sol elinizi saatin 6′ yı gösterdiği noktaya koyun. Bu şekilde saat yönüne doğru sol elinizle ilerleyin. Bu sayede bebeğinizin karnında saat yönünde daireler çizeceksiniz. Sağ elinizle de saatin 10 noktasından saatin 5 noktasına doğru yarım daireler yapın. Bu işlemleri 6 kez uyguladıktan sonra, bir önceki aşamada olduğu gibi 10 saniye bebeğinizin dizlerini karnına doğru itme hareketini uygulayın.

3. aşama olan son adımda da baş parmaklarınızı bebeğinizin tam olarak karın deliğine koyun. Ardından parmaklarınızı karnın yanlarına doğru çekin ve sanki kitap sayfalarını düzeltiyormuş gibi hareketler yapın. Bu hareketi de 6 kez tekrarlayın. Son olarak da 10 saniye bebeğinize diz itme adımını tekrarlayın.

Bu aşamaların ardından bebeğinizin karnı yumuşacık olacaktır. Bu sayede de gazını rahatça çıkarabilecek duruma gelmiş olacaktır.

Nereden Çıktı Bu Bitler?

Gönderildiği yer: Sağlık | 0

Bit, insan kafa derisindeki kandan beslenen minik böceklerdir. Pediculosis capitis adı verilen bitler, çocukları daha fazla etkilemektedir ve genellikle bit bulunan saçlardan diğerinin saçlarına doğrudan bulaşma yolu oluşmaktadır. Saçta bit oluşması, kişisel hijyen eksikliği ya da kirli bir yaşam ortamı belirtisi anlamına gelmemektedir. Ayrıca bitler, bakteriyel ya da viral enfeksiyon hastalıkları taşımamaktadır.

Reçetesiz ve reçeteli ilaçlar yardımı ile bitlerden kurtulmak mümkündür. Bit tedavisinde dikkat edilmesi gereken husus, saçların ve kafa derisinin bit yumurtalarından (sirke) tamamen temizlendiğinden emin olmaktır. Bitlerden arınmak için bir dizi evsel çare bulunmaktadır. Fakat, bu yöntemlerin etkileri ile ilgili klinik bulgular oldukça az sayıdadır.

Oluşum Nedenleri
Taba ya da gri renkli olan bitlerin boyutları bir çilek tohumu (siyah kısımları) kadardır. Bu böcekler kafa derisinden sağladıkları insan kanı ile beslenmektedirler. Dişi bitler, yumurtalarının saç tellerine tutunması için, yapışkan bir madde üretmektedirler. Bir yumurtanın kuluçka için ideal sıcaklığını sağlayan ortam, bağlandığı tabandan yaklaşık olarak 4 milimetrelik uzaklıktaki mesafedir.
Bitin Yaşam Döngüsü
Bir bit yumurtası, kuluçkadan sekiz ya da dokuz gün sonra yumurtasından çıkmaktadır. Bu aşamadan sonra, bitin daha olgunlaşmamış şekline nimfa adı verilmektedir. Bir nimfa yaklaşık olarak 9 ile 12 gün arasında olgunlaşmaktadır ve böylece bit oluşmaktadır. Yetişkin bir bit ise üç ile dört hafta boyunca yaşayabilmektedir.

Bulaşma Şekli
Bitler, sürünerek yavaş şekilde ilerlerler ve zıplamaz ya da uçmazlar. En yaygın şekilde bit, saçlarında bit olan birisi ile direkt temas kurulması yoluyla bulaşmaktadır. Bu nedenle, okuldaki çocuklar arasında oyun oynama sırasında ya da aile bireyleri arasında bitlerin bulaşması durumu daha sık yaşanmaktadır. Ayrıca, kuru saçların fırçalanması sonucu elektriklenmesi ile, kısa mesafedeki bitlerin hava yolu ile bulaşabildiğine dair bazı bulgular da bulunmaktadır.

Bitin dolaylı yoldan aktarımı olası değildir, fakat bitler bir kişiden diğerine şu şekilde bulaşabilmektedir;

Şapkalar, eşarplar ve atkılar,
Fırçalar ve taraklar,
Saç aksesuarları (toka vb.),
Kulaklıklar,
Yastıklar,
Mobilya döşemeleri, kumaşları,
Havlular.
Ayrıca, zaten bit bulaşmış olan bir kişinin şapkasının, diğerleri ile aynı kancada takılı olması ya da bu gibi eşyaların aynı dolaplarda tutulması yoluyla da bitler bulaşabilmektedir.

Tanı ve Testler
Amerikan Pediatri Akademisi’ne göre, bitlerin teşhis edilmesi en iyi standart, etkin şekilde kafa derisinde faaliyet gösteren canlı bitleri ve sirkeleri belirlemektir. Bitleri belirlemek için ise, ıslak ya da yağlandırılmış saçların incelenmesi tavsiye edilmektedir. Doktor, ince ve sıkı dişli bir tarak yardımı ile saçları dikkatli bir şekilde tarayarak, eğer varsa bitlerin tarağın dişlerine sıkışmasını sağlayacaktır. Böylece bit olup olmadığı anlaşılabilir. Eğer bu işlem ile herhangi bir canlı bit bulunmaz ise, emin olunmak için ikinci defa aynı işlem yapılır.

Sirkelerin belirlenmesi: Doktor çocukların saçlarında bit taraması yaparken aynı zamanda sirke taraması da yapmaktadır. Bu işlem sırasında doktor Wood ışığı denilen özel bir ışık yardımı ile sirkeleri bulmaya çalışır. Bu ışık, sirkelerin mavimsi renklerde gözükmesini sağlamaktadır. Fakat sirkelerin tespit edilmiş olması, kesin bir şekilde aktif bit olduğunun doğrulanması anlamına gelmemektedir.

Canlı bir sirke, kafa derisinde kuluçkaya yatmak zorundadır. Sirkeler kafa derisinde 6 milimetreden daha büyük şekilde ölü ya da içi boş şekilde bulunmaktadır. Şüpheli sirkeler ise mikroskop altında incelenmektedir. Eğer cansız sirkeler bulunduysa, bunlar muhtemelen önceden gerçekleşmiş olan bitlenmenin kalıntılarıdır ve aktif bir bitlenmenin kanıtı değillerdir.

Bit Tedavisi Nasıl Yapılır?
Doktor, bitlerin ve sirkelerinin yok edilmesi için, reçetesiz olarak satılabilen ilaçları tavsiye edebilir. Bu ilaçlar, son zamanlarda yüklenmiş olan yumurtaların yok olmasını sağlamaz. Bu nedenle uygun bir şekilde zamanlanmış olan ikinci bir tedavi ile, sirkelerin yetişkin olmasından önce, nimfa halindeyken yok edilmesi sağlanmaktadır. Bu doğrultuda bit tedavisi aşağıda belirtildiği şekildedir;

1.Reçetesiz Ürünlerle Tedavi
Kasımpatı çiçeği özünden sağlanan bir kimyasal olan piretrin bazlı olan bu reçetesiz ilaçlar, bitler için toksin özelliktedir. Bu kimyasal uygulanmadan önce saçlar, herhangi bir sabun ya da şampuan olmaksızın yıkanmalıdır. Piretrin bazlı ilaç ile yıkanan saçları, beyaz sirkeyle durulamak ise, saç diplerine yapışmış olan bit yumurtalarının (sirkelerin) dökülmesine yardımcı olmaktadır. Bu işlemleri uygularken, ürünün paketinde yazan talimatlara uyacak şekilde hareket ederek, saçları önerilen süre boyunca bekletmek ve sonrasında da ılık su ile yıkamak faydalı olacaktır. Reçetesiz ilaçlar ise şu şekildedir;

Permetrin (Nix): Bu ilaç, Piretrin’in suni bir versiyonudur. Yan etkileri ise, kafa derisinde kızarıklık ve kaşınmadır.
Katkı maddeli piretrin (Rid, A-200 Lice Killing): Bu ilaç, piretrin ile diğer bazı kimyasalların karışımı şeklindedir ve toksinlik açısından zengindir. Yan etikleri ise, kafa derisinde kızarıklık ve kaşıntıdır. Fakat bu ilacı, kasımpatı ya da Yakupotu çiçeğine karşı alerjisi olan kişiler kullanmamalıdır.

2.Reçeteli İlaç Tedavisi
Bazı coğrafi bölgelerde bitler, reçetesiz ürünlere karşı direnç geliştirmişlerdir. Ayrıca, reçetesiz ilaç tedavisi bazı yanlış kullanımlardan dolayı başarılı bir sonuç vermemiş olabilir. Ama eğer, doğru uygulandığı halde reçetesiz ilaç tedavisi başarılı olmamış ise, bu defa doktor reçeteli ilaç tedavisini uygun görecektir. Bu reçeteli ilaçlar şu şekildedir;

Benzil alkol (Ulesfia): Bu ürün bitler için toksik değildir, fakat bitleri oksijenden mahrum ederek yok etmektedir. Yan etkileri ise, kafa derisinde kızarıklık ve kaşıntı şeklindedir. Tıbbi malzemelerin dezenfekte edilmesinde de kullanılan benzil alkolün, nöbetler yaşanmasına ve yeni doğan bebeklerde ciddi reaksiyonların yaşanmasına neden olabileceği belirlenmiştir. Bu nedenle, benzil alkolün 6 aylıktan küçük olan bebeklerde kullanılması uygun değildir.
Malathion (Ovide): Malathion ilaçların kullanımına 6 yaş ve üstü çocuklar için izin vardır. Bu ilaçlı şampuan saça uygulanır ve sekiz ile on iki saat boyunca doğal şekilde kurumaya bırakılır. İlaç yüksek oranda alkol içerdiği için, saçlar saç kurutma makinesine maruz bırakılmamalıdır.
Lindan: Bu ilaçlı şampuanın, nöbet geçirme de dahil olmak üzere ciddi yan etkilere neden olma riski vardır. Bundan dolayı genellikle, diğer tedavilerin cevap vermemesi durumunda son çare olarak tercih edilmektedir. Ayrıca bu ilaç çocukların kullanımı için, Amerikan Pediatri Akademisi tarafından önerilmemektedir. FDA’ya göre ise, 50 kilonun altındaki kişiler, hamileler, emziren kadınlar, nöbet geçirme öyküsü olan kişiler ve HIV enfeksiyonu olan kişiler, bu ilaçtan uzak durmalıdır.

Belirtiler
Bir kişi, kendisine bit bulaştığının farkında olmayabilir. Ancak, bit bulaşmasının genel belirtileri şu şekildedir;

Kaşınma: Kafa derisinde, ensede ve kulaklarda kaşınma, bit bulaşmasının en yaygın belirtisidir. Bu kaşınmanın nedeni, bitlerin üretmiş olduğu özel salgıya karşı vücudun alerjik tepki vermesidir. Bir kişiye bitin bulaştığı ilk andan itibaren, iki ile altı hafta arasında kaşıntı yaşanmayabilir.
Kafa derisindeki bitler: Bitler saç diplerine saklandıkları için onların yerlerini tespit etmek zor olabilir. Ayrıca bitler oldukça küçük noktalar halindedir.
Saç diplerindeki bit yumurtaları (sirkeler): Sirkeler saç köklerine sımsıkı bağlı şekildedirler. Kuluçkadaki sirkeler ise, saç rengine uygun şekilde kamufle oldukları ve çok küçük oldukları için, kolayca fark edilmezler. Sirkeler, ensedeki ve kulak yakınlarındaki saçlar boyunca daha belirgin şekilde görülmektedirler. Boş sirkeleri ise fark etmek daha kolaydır, çünkü onlar daha açık renklidirler. Ancak, sirkelerin var olması, kesin olarak bir bitlenme durumu olduğunu göstermeyebilir.

Risk Faktörleri

Bitler saçtan-saça temas yoluyla yayıldığı için, okula giden çocuklarda ve gençlerde ve oyun çağındaki küçük çocuklarda oluşması riski daha yüksektir.

Komplikasyonlar
Çocuklarda bitlerden dolayı kafa derisinde yaşanan kaşıntılar çok şiddetli geliştiği takdirde, kafa derisinde birtakım çizikler ve yaralar oluşabilir. Bu yara ve çizikler nedeniyle enfeksiyonların gelişmesi söz konusu olabilir.

Yaşam Stili ve Evsel Çareler
Eğer bitlerden kurtulmak için ilaç kullanmayı tercih etmiyorsanız, bazı evsel yöntemleri kullanabilirsiniz. Fakat, bu tür tedavilerin etkinliğinin çok az sayıda klinik kanıtı bulunmaktadır. Bu alternatif yöntemler şu şekildedir;

Islak tarama: Saçları ıslak haldeyken, çok ince ve sıkı dişleri olan bir tarak yardımı ile taramak, bitlerin ve sirkelerin düşmesine yardımcı olabilir. Araştırmalar bu yöntemin etkinliği konusunda emin değildir. Ayrıca bu işlem sadece bir defa yapılmamalıdır ve en az iki kere tekrarlanmalıdır. Bu tarama işlemi birkaç hafta boyunca, her üç ya da dört günde bir uygulanmalıdır.

Uçucu yağ özleri:
Küçük çaplı klinik çalışmalar, bazı doğal bitkisel yağların, bitler ve sirkeler için toksin özellikte olduğunu göstermiştir. Bu yağ özleri şu şekildedir;
Çay ağacı yağı,
Anason yağı,
Ylang ylang yağı,
Birçok bitki yağında bulunan bir kimyasal bileşen olan nerolidol.
Bu ürünler, FDA tarafından onaylanmış ilaçlar için kullanılan güvenlik, etkinlik ve üretim standartlarını karşılamak için uygun değildir.

Boğucu ajanlar: Bir dizi ev ürünü, bitlerden kurtulmak için kullanılmaktadır. Bu yöntemler, bitlerin ve sirkelerin oksijenden maruz kalmasını ve boğulmasını sağlamaktadır. Boğucu ajanlar saça uygulandıktan sonra sarılıp, tüm gece boyunca bekletilmeli ve sonrasında durulanmalıdır. Sirke ve bitlerin boğulmasını sağlayan bu maddeler ise şu şekildedir;
Mayonez,
Zeytinyağı,
Tereyağı,
Vazelin.

Ev temizliği: Genellikle bitler, kafa derisinden uzakta bir gün dahi yaşayamazlar ve eğer kafa derisi yakınlarında uygun sıcaklığı bulamazlar ise yumurtlayamazlar. Bu nedenle, ev eşyaları üzerinde kalan bitlerin yaşama şansı azdır. Fakat önlem olarak, bitten etkilenen kişinin, son iki gün içinde kullanmış olduğu eşyalarını dezenfekte etmesi faydalı olacaktır. Bu temizleme önerileri ise şu şekildedir;
Eşyaları yaklaşık olarak 55 santigrat derecede sabunlu su ile yıkamak ve yüksek ısı yardımıyla kurulamak,
Tarak, fırça ve saç aksesuarlarını sıcak ve sabunlu su ile dezenfekte etmek,
Yıkanamayan ürünleri kilitli bir plastik torba içinde iki hafta boyunca saklamak,
Zemin, döşeme, halı ve mobilyaları iyice vakumlamak ve süpürmek.

NOT: Ayrıca, bitlerin ve sirkelerin yok edilmesi için, gaz yağı ya da benzin gibi tehlikeli ve zararlı maddelerin kesinlikle kullanılmaması gerekmektedir.

Korunma Yöntemleri
Özellikle çocuklar arasında bitlerin bulaşmasını önlemek bir hayli zordur. Çünkü çocuklar, okuldayken arkadaşlarıyla sürekli temas halindedirler. Ancak çocukların, şapka, atkı ve bere gibi eşyalarını asabilecekleri kendilerine özel kancaları ya da tarak, fırça ve toka gibi eşyalarını koyabilecekleri kendilerine ait dolaplarının bulunması, bit bulaşma riskini azaltmaya yardımcı olacaktır.

Pamukçuk

Gönderildiği yer: Sağlık | 0

Pamukçuk diğer bir adıyla, oral kandidiyaz olarak adlandırılmaktadır. Candida albicans mantarının ağız mukozasında yaptığı bir çeşit enfeksiyon çeşididir. Genellile çocukların ağızlarında sıklıkla olmasından dolayı sizlere bunu anımsatsa da yetişkin kişilerde de oldukça sık rastlanan sağlık sorunların başında gelmektedir.

Pamukçuklar ağzınızın içinde ve diş eti dibinde yumuşak dokular halinde gelişmektedir. Pamukçuklar dudakların yüzeyinde meydana gelmez ve bulaşıcı değillerdir. Pamukçuklar kimi zaman ağrılı olabilir ve konuşmada, yemek yemede zorluklar ile karşılaşabilirsiniz.

Çoğu pamukçuklar herhangi bir tedavi gerektirmeksizin bir ya da iki hafta içerisinde kendiliğinden yok olmaktadır. Eğer bu süreç sonrasında herhangi bir iyileşme durumu söz konusu değilse ve ağrılara sahipseniz doktora görünmeniz gerekmektedir.

Pamukçuk Belirtileri Nelerdir?
Pamukçuklar genellikle beyaz, sarı merkezli ve kırmızı bir sınır ile yuvarlak, oval şeklinde oluşmaktadır. Pamukçuklar ağız içinde, dilinizin altında, yanaklarınız iç kısmında veya dudakların iç kısmında diş etlerinizin dibinde bulunmaktadır. Yaralar ortaya çıkmadan bir ya da iki gün önce karıncalanma veya yanma hissini fark edebilirsiniz. Minör, majör ve herpetiform yaralar da dahil olmak üzere pamukçuğun çeşitli türleri vardır.

Minör Pamukçuk
Minör pamukçuk yaralar en yaygın olanıdır ve şöyledir; Genellikle küçüklerdir. Oval kırmızı kenarı ile şekillenmektedirler. Bir iki hafta içinde iz bırakmadan iyileşir.

Majör Pamukçuk
Majör pamukçukta yaralar daha az yaygındır ve şöyledir; Küçük pamukçuk daha büyük ve daha derindir. Genellikle tanımlanmış sınırları ile yuvarlak, ancak düzensiz kenarları ile birlikte zaman zaman çok büyük olabilirler. Son derece ağrılı olabilir. İyileşmesi altı hafta kadar sürebilir ve yara izi bırakabilir.

Herpetiform Pamukçuk
Herpertiform pamukçuk yaraları nadirdir ve genellikle ileri yaşlarda geliştirmektedir. Bunlar ise; Milimetrik boyutta, genellikle 10 ile 100 yaralar kümesi halinde meydana gelmektedir ve ülser ile birleşebilir. Düzensiz kenarları bulunur. Bir iki hafta içinde iz bırakmadan iyileşir.

Ne Zaman Doktora Görünmemiz Gerekmektedir?
Alışılmadık büyük pamukçuklar, tekrarlayan yaralar, kalıcı yaralar, iki hafta ya da daha fazla süre boyunca iyileşmeyen yaralar, dudakların (parlak kırmızı sınır) içine uzanan yaralar, eğer ağrılar kişisel bakım önlemleri ile kontrol edemez bir biçimde olursa, yeme ya da içme de aşırı zorluk çekme ve pamukçuk ile birlikte yüksek ateş olduğunda doktora görünülmesi gerekmektedir.

Pamukçuk Nedenleri Nelerdir?
Yapılan araştırmalar kapsamında, pamukçuk nedenleri tam olarak bilinmemektedir. Pamukçuk için olası tetikleyiciler şunlardır;

Diş çalışması, spor aksilikler veya bir kaza sonucu yanak ısırması ve ağzınızda minör yaralanma
Sodyum sülfat içeren diş macunları ve ağız durulama problemleri
Özellikle çikolata, kahve, çilek, yumurta, fındık, peynir ve baharatlı ya da asitli gıdalar gıdalara duyarlılık
Vitamin B-12, çinko, folat (folik asit) ya da demir eksikliği
Ağzınızda bazı bakterilere karşı alerjik bir tepki oluşması
Helikobakter pilori, peptik ülsere neden olan bir bakteri türü
Hormonal değişimler
Stres

Pamukçuk nedeniyle belirli koşullar ve hastalıklar ortaya çıkabilir;
Çölyak hastalığı, glutene karşı hassasiyet neden olduğu ciddi bir bağırsak bozukluğu
Crohn hastalığı ve ülseratif kolit gibi iltihaplı bağırsak hastalıkları
Behçet hastalığı, ağız dahil tüm vücutta iltihabı neden olan nadir bir hastalıktır.
Bağışıklık sistemini baskılayan HIV / AIDS

Uçuk ise, pamukçuk herpes virüs enfeksiyonları ile ilişkili değildir.

Risk Faktörleri Nelerdir?
Pamukçuk herkeste oluşabilir. Ama gençlerde daha sık meydana gelir. Ayrıca kadınlarda daha sık görülmektedir. Genellikle tekrarlayan pamukçuk olan insanlarda hastalıklı aile geçmişi bulunmaktadır. Bu kalıtım, bazı yiyeceklerden ve çevresel etkilerden dolayı oluşabilmektedir.

Pamukçuk Testleri ve Tanısı Nasıl Olur?
Pamukçuk sorununu tanısı için herhangi bir test olmanıza gerek yoktur. Doktorunuz veya diş hekimi görsel sınav ile tespit edebilir. Bazı durumlarda, pamukçuk yaraları şiddetli ve sürekli olduğunda özellikle diğer sağlık sorunları da beraberinde kontrol etmek için testler gerekebilir.

Pamukçuk Tedavisi Nasıl Yapılır?
Pamukçuklar genellikle herhangi bir tedaviye gerek kalmadan bir iki hafta içerisinde kendiliğinden yok olmaktadır. Ama, büyük kalıcı ya da alışılmadık ağrılı yaralar genellikle tıbbi bakıma ihtiyaç duyar. Bu kapsamda ise uygulanacak bir dizi tedavi bulunmaktadır. Bunlar ise şöyle sıralanmaktadır;

1. Ağız Durulama
Doktorunuz ağrıyı azaltmak için ağrı ve enflamasyonu veya lidokain azaltmak için steroid deksametazon içeren bir ağız durulama reçetesi ile ilaç verebilir.

2.Tropikal Ürünler
Reçetesiz ve reçeteli ürünler (macunlar, kremler, jeller veya sıvılar) en kısa sürede yaralara uygulandığı takdirde ağrıları hafifletmeye yardımcı olabilir. Bazı ürünler ise şunlardır; Benzokain (Anbesol, Kank-A, Orabase, Zilatin-B), Fluocinonid (Lidex, Vanos), Hidrojen peroksit (Orajel Antiseptik Ağız Sore durulayın, peroksil), Aktif maddeler olmadan da pamukçuk için birçok topikal ürünler bulunmaktadır. Sizin için en iyi tedavi için doktorunuza veya diş hekiminize danışın.

3. İlaçlar
Pamukçuk yaraları şiddetli veya topikal tedavilere cevap vermeyen tarzda olabilir. Bu zamanlarda ilaçlar kullanılabilir. Bunlar şunları içerebilir; İlaçlar, normal olarak gut tedavisinde kullanılan bir kaplama maddesi ve kolşisin olarak kullanılan bağırsak ülseri tedavisi sukralfat (Carafate) halinde, özellikle pamukçuk tedavisine yönelik olarak kullanılmaktadır. Şiddetli pamukçuklar diğer tedavilere yanıt vermeyen tarzda ise steroid ilaçlar kullanılır. Ama ciddi yan etkilere sahiptir.

4. Yakma Tedavisi
Yakma sırasında, bir alet ya da kimyasal madde sararmış veya yanık olan doku yok etmek için kullanılır. Diş eti sorunlarını tedavi etmek için tasarlanmış topikal bir çözümdür. Kimyasallar ile pamukçukları yakma iyileşme süresini bir hafta gibi bir süre azaltabilir. Gümüş nitrat – pamukçuklar için kimyasal koter için başka bir seçenek – iyileşme hızını tam olarak göstermemiştir ama pamukçuk boğaz ağrıları hafifletmeye yardımcı olabilir.

5. Besin Takviyeleri
Folat (folik asit) gibi önemli besinleri düşük miktarlarda tüketmekte iseniz doktorunuz sizlere B-12 vitamini ya da çinko, vitamin B-6’nin bol olduğu bir besin takviyesini reçete edebilir.

6. İlgili Sağlık Sorunları
Pamukçuk oluşumu altında yatan başka bir sağlık sorunundan dolayı oluşmakta ise, doktorunuz ilk olarak bu hastalığın tedavisini yapacaktır.

Yaşam Tarzı ve Ev İlaçları
Bu ipuçlarını göz önüne alındığında ağrılarınızı hafifletmeye yardımcı olabilirsiniz. Ağzınızı çalkalayın. Bunun için tuzlu su veya kabartma tozu durulama suyu kullanın. Aşındırıcı asidik veya baharatlı gıdalardan uzak durun. Bunlar tahrişe ve ağrıya neden olabilir. Buz tedavisi uygulayın. Diş fırçalama işleminizi nazikçe yapın. Her yemek sonrasında dişlerinizi fırçalayın ve ağız temizliğine önem verin. Ağzınızı tahriş eden gıdalardan kaçının. Bunlar ananas, greyfurt, portakal, fındık, cips, simit, bazı baharatlar, tuzlu gıdalar ve asitli meyvelerdir. Hassas ya da alerjik olduğunuz herhangi bir yiyecekten kaçının. Sağlıklı yiyecekler seçin. Meyve, sebze ve tam tahıllı bol yemekler, beslenme eksikliğini önlemeye yardımcı olacaktır. Stresi azaltın. Stres öğrenmek için stres azaltma teknikleri ve meditasyon yapın.

1 4 5 6 7 8 9 10 20